24 Ağustos 2012 Cuma

Vasiyeti yerine getirildi, Kavak doğduğu topraklara kavuştu

DİYARBAKIR - Sürgün yaşamına dayanamayarak Avusturya'da hayatına son veren Kürt siyasetçi Cemal Kavak vasiyeti üzerine Diyarbakır Mardin Kapı Mezarlığı'nda son yolculuğuna uğurlandı. Binlerce kişi Kavak'ı "doğduğun topraklara hoşgeldin" diyerek, "şehid namirin" sloganlarıyla uğurladı.

Avusturya'nın İnsbruck şehrinde hayatına son veren ve cenazesi bu sabah Diyarbakır'a yüzlerce araçlık konvoyla getirilen Kürt siyasetçi Cemal Kavak, Mardinkapı Mezarlığı'nda toprağa verildi. Diyarbakır girişinde uzun bir süre bekletilen cenaze konvoyunun BDP'nin belirlediği yol güzergahından Mezarlığa gidişine izin verilmedi. Konvoy Gazi Köşkü güzergahı üzerinden mezarlığa getirildi. Çocuklarının siyasi yasaklı olduğu için katılamadığı cenaze töreninde eşi Nurten Kavak, kardeşleri ve annesi hazır bulundu. Törene, DTK Eş Başkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP'li Milletvekilleri Nursel Aydoğan, Sebahat Tuncel, DTK Koordinasyon Kurulu üyesi Ayla Akat, DTK Daimi Meclis üyeleri Halil Aksoy, Özdal Uçar ve Hüsamettin Zenderlioğlu ile BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, BDP ilçe başkan ve yöneticileri, belediye başkanları çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğu binlerce kişi katıldı. "Şehit namırın" sloganları eşliğinde araçtan sarı, kırmızı ve yeşil renkli flamalar ve karanfiller ile örtülü tabutu çıkarılan Kavak, omuzlarda taşınarak Mardin Kapı Mezarlığı Camii'nin önüne getirildi. Ağıtlar arasında cenaze namazı kılınan kılınan Kavak, daha sonra defnedilmek üzere yeniden omuzlara alındı. Sloganların hiç dinmediği mezarlıkta Kavak'ın karanfiller ile süslenmiş dev posteri açıldı. Gözyaşları arasında toprağa verilen Kavak için DİAY-DER üyesi imamlar tarafından dua okundu. Ardından demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anasına saygı duruşunda bulunuldu. 

'BU TOPRAKLARDA YATMAYI SÜRGÜNLÜĞE TERCİH ETTİ'

Saygı duruşunun ardından "Hepimizin başı sağ olsun. Cemal arkadaşımız; kendi ülkene topraklarına hoş geldin!" sözleri ile konuşmasına başlayan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'de bulunduğu her anını halkının mücadelesine adayan Kavak'ın zorunlu bir sürgün ile Avrupa'ya gitmek zorunda kaldığını ve orada sürgün yaşamını benimsemediğine dikkat çekti. Kavak'ın kendi topraklarından, mücadelenin sıcaklığından uzak kalmanın verdiği yükü daha fazla taşıyamadığını da sözlerine ekleyen Demirtaş, "Cemal arkadaşımız bu toprağın içinde yatmayı sürgünde yaşamaya tercih etmiştir. Ben bir kez daha Cemal arkadaşımıza hoş geldin, halkımıza da, topraklarımıza da, mücadelenle de ölümünle de şeref verdin. Bu topraklara kattığın bu mücadeleye kattığın her şey için, için rahat olsun diyoruz. Gözün arkada kalmasın diyoruz. Bu halk özgür olana kadar bu halk onurlu bir şekilde eşitçe kendi topraklarında yaşayana kadar asla ama asla mücadeleden vazgeçmek yok. Tek bir geri adım atmayacağız ve yoldaşlarımıza verdiğimiz sözün gereği budur" diye konuştu. 

Bir gün bu mezarların başında uğruna öldükleri toprakların özgür olduğunu onlara müjdeleyeceklerini vurgulayan Demirtaş, "Bu sözü bir kez daha buradan bütün ailemizin bütün halkımızın önünde tekrarlıyoruz. Halkımızın ve ailemizin başı sağ olsun. İnşallah sürgüne yollanan arkadaşlarımızın hepsi bu mücadele sayesinde özgürce kendi topraklarına kavuşacak. O gün inanıyorum ki Cemal arkadaşımız da bütün şehitlerimiz de mezarında rahat uyuyacaktır. Yolun açık olsun Cemal yoldaş" dedi.

'SON ANA KADAR MORAL VE COŞKUSU EKSİLMEDİ'

Ardından Avrupa'da yaşayan Kürt yurttaşlar adına Derwêş, kısa bir konuşma yaptı. Kavak'ın yaşamını yitirdiği son ana kadar moral ve coşkusundan hiçbir şey kaybetmemiş olduğuna dikkat çeken Derwêş, bu coşkusunun 15 Ağustos kutlamaları sırasında çekilmiş görüntüleri ile de ortada olduğuna vurgu yaptı. Dolayısı ile kimsenin Kavak'ın eylemini acizlikten, bıkkınlık veya yorgunluktan kaynaklı yapıldığını yorumlamaması gerektiğini vurgulayan Derwêş, "Bu hem arkadaşın eylemine hem arkadaşın şahadetine büyük bir haksızlık olmuş olur. Arkadaş şahadete giderken bırakmış olduğu mektuplarda çok net mesajlar vermiştir; 'Ben kendimi Avrupa'da vazoda yaşayan bir çiçek gibi hissediyorum' demiştir. Sürgün yaşamının kabul edilemez olduğunu bizlere çok açık ve net şekilde söylemiştir. Yine eğer yapılacaksa bir mücadele verilecekse bir mücadele bunun onurlu bir şekilde özgür topraklarda verilmesi gerektiğini belirtmiştir. 'Ya onurlu bir yaşam olacaktır ya da olmayacaksa asla olmayacaktır' şeklinde çok net mesaj vermiştir. Böyle algılıyoruz Cemal arkadaşın şahadetini. Bizler de Avrupa'da yaşayan Kürtler olarak Cemal arkadaşa şu sözü verebiliriz: 'Ya senin mücadelene sahip çıkacağız. Ya da onursuz bir yaşamı asla kabul etmeyeceğiz" şeklinde konuştu. 

'CEMAL ARKADAŞ DEMEK MÜCADELE, İNANÇ DEMEK'

DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk de kısa bir konuşma yaptı. Kavak'ın yaşamını yitirmesinden duydukları derin üzüntüyü dile getiren Tuğluk, birlikte çalışma yürüttüğü Kavak'ı şu sözlerle anlattı:

"Cemal arkadaş demek mücadele demek. Cemal arkadaş demek direniş demektir. Cemal arkadaş demek emek demek, inanç demek, irade demektir.. Bizim açımızdan Cemal arkadaşın anlamı budur. Hep onu mücadelesine bağlılığı ile tanıdık. Hep onu iradesi ile tanıdık. Hep çabaladı. Bu ülkenin özgürlüğü bu ülkenin onurlu barışı için hep çaba sarf etti. Hep heyecanlıydı hep coşkuluydu. Gerçekten bu ölüme inanmak çok zor, kabul etmek çok zordur. Arkadaşımızın bıraktığı emekler o kadar değerli ki verdiği mücadele o kadar değerli ki, onu hiçbir zaman unutmayacağız" dedi. 

ÇOCUKLARINDAN KAVAK'A MEKTUP...

Törende Kavak'ın siyasi yasaklı olması nedeniyle ülkeye gireyemeyen Devrim, Eyüp, Rojhat, Amed, Azat ve Berivan isimli çocukları tarafından kaleme alınan mektupları okundu. 

Kavak'ın 6 evladının yazdıkları mektupta şunlar kaydedildi: 

"Bizler Cemal Kavak'ın ailesi olarak, akrabalarımızdan, halkımızdan beklentimizin onun ve şehitlerimizin bıraktığı mirası sahiplenmelidir. Önderliğimizin açtığı bu yolda şehitler kervanına katılan tüm arkadaşlar gibi Cemal Kavak'ta ölümsüzdür. Bir Cemal ölür, bin Cemal doğarız. Avrupa'da vazoda solmuş bir çiçek olmayı kabul etmeyen babamız gerçekleştirdiği eylemiyle kendi özüne dönmenin haklı gururunu yaşamaktadır. Özgür ülke hayalini yüreğinde eskitmeyen babamız, bize en büyük miras olarak halkımızın haklı mücadelesini bırakmıştır. Babamız Cemal Kavak'ın bu onurlu gururlu duruşunun daimi taşıyıcısı olacağımıza siz değerli halkımız huzurunda söz veriyoruz. Mekanın cennet olsun baba, biz sana hakkımızı helal ediyoruz, sizlerden de dualarınıza onu katmanızı diliyor, onun önünde saygıyla eğiliyoruz."

Yapılan konuşmaların ardından mezarlıkta bulunanlar Kavak için Badikanlılar Taziye Evi'nde kurulan taziyeye geçti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder