21 Ağustos 2012 Salı

Kürt siyasetçi Cemal Kavak'ın bıraktığı mektuplar

INNSBRUCK - Avrupa'da yaşadığı sürgün hayatına dayanamayarak yaşamına son veren Kürt siyasetçi Cemal Kavak, bıraktığı mektuplarda Kürt halkına özeleştirisini veriyor ve Diyarbakır'da toprağa verilmeyi vasiyet ediyor. 

HADEP ve DEHAP kurucu üyeliği başta olmak üzere uzun yıllar Kürt siyasetinde hizmet veren 46 yaşındaki Cemal Kavak, Avrupa'daki sürgün hayatına daha fazla dayanamayarak Avusturya'nın Insburg kentinde yaşamına son verdi. Kavak ardında arkadaşlarına ve ailesine hitaben 2 mektup bıraktı. 

Kavak arkadaşlarına yazdığı mektupta şunları söylüyor:

"Bana verilen göreve ve misyona layık olamadım. Böylesi hassas ve önemli bir süreçte bölgemi boş bıraktığım için başta Önderliğe, şehitlere, kadın özgürlük hareketine, özgürlük mahkumlarına ve partiye özeleştirimi veriyorum."

Kürt siyasetçi Cemal Kavak, ailesi için de kaleme aldığı mektupta Diyarbakır'da, PKK gerillası kardeşi Serhat Kavak (Amed) ile dayı oğulları Bayram Gün (Amed Dilxwaz) ve Süleyman Gün'ün (Süleyman) mezarlarının yanında defnedilmeyi vasiyet ediyor. 

Mektup şöyle:

"Sürgünde yaşamak, vazoda yetişen bir çiçek gibidir. Ben de bu Avrupa’da böyle görüyorum kendimi. Avrupa yaşamı bana göre bir yaşam değil. Ancak bu kadar dayanabildim.

Cenazemi özgürleşen ülkeye götürürken şehid Amed, şehit Amed Dilxwaz ve şehit Süleyman’ın yanına defnedin. 

Diyarbekir’de Şehitlik Mezarlığında..."

3 Ağustos 1966 yılında Amed'in Bismil ilçesinde dünyaya gelen Cemal Kavak, evli ve 6 çocuk babasıydı. Gördüğü baskılar ve aldığı cezalar üzerine 2006 yılından bu yana İsviçre’de sürgün hayatı yaşıyordu. Siyasi çalışmalarını Avrupa’da da sürdüren Cemal Kavak, yürüttüğü faaliyetlerden dolayı Fransa’da da uzun süre tutuklu kaldı. 

Kavak'ın cenazesi bugün İsviçre'nin Zürich kentinde kitlesel karşılanacak. Yarın da defnedilmek üzere Diyarbakır'a gönderilecek. 

Gerilla da 15 Ağustos kutlamaları devam ediyor


Demhat Tolhıldan-Behdinan- Kürt özgürlük hareketi açısında milat olarak da kabul edilen 15 Ağustos’un 28. yıl dönümü gerilla alanlarında kutlanmaya devam ediyor.  Yüzlerce gerillanın katıldığı bir törende yapılan konuşmalarda 15 Ağustos atılımının tarihsel rolüne dikkat çekilirken, gerillalar müzik eşliğinde halaylar çekerek atılımı büyük bir coşkuyla kutladı.
Medya Savunma Alanlarında gerçekleşen törene KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, YJA Star Anakarargah Komutanı Delal Amed, HPG Anakarargah Komutanlarından Sabri Tendürek’in yanı sıra çok sayıda HPG ve YJA Star komutanı ve yüzlerce gerilla katıldı. Kutlama gerillaların gerçekleştirdiği askeri törenle başladı.
Devrim mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına gerçekleşen bir dakikalık saygı duruşunun ardından HPG Anakarargah Komutanlarından Sabri Tendürek bir konuşma yaptı. Tendürek konuşmasında, “Agît arkadaşın şahsında Önder Apo’nun ve tüm arkadaşların 15 Ağustos bayramını kutluyorum. 15 Ağustos yeniden diriliş günüdür. Bugün içinde bulunduğumuz süreç açısından her zamankinden daha fazla başarıya ve zafere yakınız. Bu vesileyle yeni 15 Ağustos yılını Önder Apo’nun ve Kürt halkının özgürlük yılı yapalım. Bu temelde tüm arkadaşların 15 Ağustos’unu kutluyorum” dedi.  Sözlerini “Bîji serok Apo, yaşasın Kürt halkı ve yaşasın özgürlük” sloganlarıyla bitiren Tendürek’e gerillalar da büyük bir coşku ve heyecan ile katıldılar. Sabri Tendürek’in konuşmasının ardından gerilla komutanları gerillaların bayramını kutladı.
Askeri tören ardından KCK yürütme konseyi üyesi Duran Kalkan gerillalara hitaben bir konuşma yaptı. 15 Ağustos atılımının yirmi dokuzuncu yılına girdiklerine dikkat çekerek konuşmasına başlayan Duran Kalkan “Bu vesileyle başta Önder APO olmak üzere tüm yoldaşların, halkımızın ulusal diriliş bayramını kutluyorum.  Yirmi dokuzuncu 15 Ağustos yılında özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten herkese başarılar diliyorum. Büyük atılımın ölümsüz komutanı Mahsum Korkmaz yoldaş şahsında tüm 15 Ağustos atılım şehitlerini, tüm özgürlük ve demokrasi mücadele şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Anılarına bağlı kalma ve amaçlarını başarma sözümüzü 15 Ağustos atılımının yıl dönümünde bir kere daha yineliyorum” dedi.
’15 AĞUSTOS RUHU, ÇİZGİSİ YAŞIYOR, DEVAM EDİYOR’
15 Ağustos’un 29. yılının en temel özelliğinin, 15 Ağustos atılım ruhuyla ve direniş gerçeğine uygun bir biçimde hareket edilmesi, halk olarak yeni bir atılım ve hamle içinde bulunmaları olduğunu ifade eden Kalkan sözlerini şöyle sürdürdü:
“15 Ağustos atılımı bugün Kürdistan’ın dört parçasındaki gerillanın direnişinde, devrimci halk savaşı hamlesi direnişini güçlü bir biçimde geliştirmesinde yaşıyor. 15 Ağustos atılımı halkımızın dört parçada ve yurt dışında demokratik özerklik çözümü gerçekleştirmek, önder Apo’ya ve Kürt halkına özgürlük hamlemizi başarıya ulaştırmak için geliştirdiği Serhildan da yaşıyor. Hareketimiz ve halkımız, içinde bulunduğumuz süreçte her gün 15 Ağustos atılımlarını gerçekleştiriyor. Her günün yirmi dört saati atılım ruhuyla, atılım gerçeğiyle yaşanıyor. Bu kuşkusuz bizi mutlu eden en temel husustur. Çünkü net bir biçimde görülüyor ki 15 Ağustos ruhu, çizgisi yaşıyor, sürüyor, devam ediyor. Büyük değerler yaratmış, daha büyüklerini yaratmak üzere de hepimize yön veriyor, ruh veriyor, moral veriyor, cesaret ve fedakarlık kazandırıyor. Özgürlük ve demokrasi için daha kararlı, cesur ve fedakar bir temelde mücadele etmemizi sağlıyor.
Şunu çok iyi biliyoruz: 15 Ağustos atılım gerçeği, bir önderliksel duruş gerçeğiydi.  Direniş gerçeğiydi. Önde Apo’nun Kürdistan’da yarattığı değişim ve yenilenmenin direnişe kalktığı, toplumsallaştığı, hayata geçtiği bir dönemdi. Bugün de ruh olarak, duygu olarak, düşünce ve davranış olarak birlik, örgütlülük, cesaret, fedakarlık olarak sahip olduğumuz tüm değerler 15 Ağustos atılım gerçeğiyle ortaya çıkartılmıştır.”
‘ULUSAL DİRİLİŞ BAYRAMI’
Yirmi dokuzuncu yıla girerken içine girmiş olduğumuz direniş hamlesi gerçekleştirilemeyenleri de başarıyla gerçekleştirmek üzere halk ve hareket olarak ne denli kararlı olduğumuzu ortaya çıkarıyor, gösteriyor. Bu da 15 Ağustos’un öyle gelip geçici, kısa süreli sınırlı kazanım yaratan bir atılım olmaktan öteye Kürt halkının özgürlük bilinci, ruhu, düşüncesi, demokratik örgütlülük ve yaşam gerçeği olma özelliğine sahip bulunduğunu gösteriyor. Aslında bir atılımdan, bir mücadeleden öteye bir halkın yeniden doğuşu var, dirilişi var. Bu nedenle 15 Ağustos ulusal diriliş günü olarak tanımlanıyor. Ulusal diriliş bayramı olarak kutlanıyor.  Bu tanımlama ve bu temeldeki kutlamalar 15 Ağustos gerçeğine fazlasıyla yakışıyor, denk düşüyor. Ortada gerçek anlamda bir yeniden doğuşun, dirilişin var olduğu tartışmasızdır.”
Kalkan sözlerini “Yaşasın 15 Ağustos ve direniş ruhu, yaşasın özgürlük ve demokrasi mücadelemiz, Bîji serok Apo, bi can bi xun em terene ey Serok” sloganlarıyla bitirirken alanda bulunan gerillalar da büyük bir coşku ile Kalkan’a eşlik ettiler.
GERİLLA COŞKUSU
Kalkan’ın konuşmasının ardından 15 Ağustos kutlaması gerillaların hazırladığı moral etkinliği ile devam etti.  Etkinlikte gerillalar hazırladıkları şiirleri okudular, şarkıları söylediler, skeç ve tiyatro gösterisi sundular, folklor gösterileri gerçekleştirdiler.  Etkinlikte gerillalar coşkularını sık sık atıkları sloganlarla dile getirdiler.  Müzik grubu Koma Rojyar’ın sahne alması ile gerillaların heyecan ve coşkusu daha da artı. Koma Rojyar’ın seslendirdiği Kurmanci, Sorani, Hevramani ve Kelhori şarkılara eşlik ederek halaylar çeken Kürdistan’ın dört parçasından gerillaların kutlamaları büyük bir coşku ile son buldu. 

Ahmet Türk ‘Güvenlik için yola çıktılar’ haberlerini yalanladı

ULUDERE - Uludere İlçesi'nde meydana gelen kazaya ilişkin açıklama yapan DTK eş Başkanı Ahmet Türk, askerlerin DTK ve BDP'lilerin güvenliğini sağlamak için yola çıktığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, bugüne kadar hiçbir askeri aracın BDP'lileri korumadığını söyledi. 

DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Şırnak'ın Uludere İlçesi'nde askerleri taşıyan aracın devrilmesi sonucu meydana gelen kaza ile ilgili bazı basın yayın organlarında çıkan "DTK ve BDP'lilerin güvenliğini sağlamak için yola çıktılar" haberlerine tepki gösterdi. Haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Türk, olayın saat 10.30 sıralarında meydana geldiğini; ancak kendilerinin o saatlerde Cizre'ye dahi giriş yapmadıklarını söyledi. Olayın tamamen rutin bir görev değişikliği olduğunu belirten Türk, askeri araçların bugüne kadar hiçbir BDP milletvekili yada yöneticilerini korumadığını kaydetti. 

‘ROBOSKİLİ AİLELERİ YARDIM ETSİNLER DİYE BİZ ARADIK’

Olayın yaşanmasına son derece üzüldüklerini belirten Türk, "Ben her şeyden önce genç yaşta yaşamını yitiren askerlere rahmet diliyorum. Böyle bir kazanın olması bizi üzdü. Kaza meydana geldikten sonra, Roboski'de evlatlarını kaybeden anneler yardıma geldi seferber oldular. Ortamı karıştırmak isteyen bazı gazeteler ve ağlar var. Olay yaşandıktan sonra Valiliğin haberi olmadığını düşünerek haber verdik. Roboskili aileleri biz aradık yardım etsinler diye" dedi. 

Şırnak'ta yaralanan Astsubay GATA'da öldü

Amed - Şırnak'da önceki gün Besta bölgesinde yaşanan patlamada yaralanan ve tedavi için Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne kaldırılan Astsubay Çavuş Metin Yıldırım (23) öldü. 

Alınan bilgilere göre, Şırnak'ın Besta bölgesinde 19 Ağustos akşamı operasyona çıkan askeri birliğin geçişi sırasında yaşanan patlamada yaralanan Astsubay Çavuş Metin Yıldırım, tedavi gördüğü Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde öldü. Astsubay Yıldırım'ın cenazesi, Eskişehir'de düzenlenen törenle toprağa verildi.

Yerel kaynaklar sözkonusu çatışmada 3 askerin öldüğünü bildirmişti. 

İHD ve TİHV'den Antep saldırısına kınama

Ankara - İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Antep’te bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıyı kınadı. 

Yapılan ortak açıklamada, “20 Ağustos 2012’de Gaziantep’te içinde çocukların da olduğu 9 insanın yaşamını yitirdiği 57 insanın yaralandığı bombalı saldırıyı kınıyoruz. Yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Hangi amaçla ve kim tarafından gerçekleştirilmiş olursa olsun insanların yaşam haklarını ellerinden alan, insan haklarını tehdit eden sonuçlara yol açacak bu tür eylemleri hiçbir koşulda kabul edilemez buluyor ve yapanları kınıyoruz” denildi. 

İHD ve TİHV sorunların baskı, şiddet ve savaşa dayalı politika ve eylemlerle çözülmeyeceğini sürekli ifade ettiklerini belirterek, “Başta hükümet ve TBMM olmak üzere tüm yetkili makamları, ülkede yaşanan sorunları barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözme cesareti göstermeye bir kez daha çağırıyoruz” dedi. 

Ahmet Türk: Roboski devletin kirli yüzünü açığa çıkardı

ŞIRNAK - DTK ve BDP Eşbaşkanları, Türk savaş uçaklarının katlettiği 34 kişi için nöbet eyleminin sürdüğü Roboski'yi ziyaret etti. DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, "Roboski Türk devletinin kirli yüzünü açığa çıkarmıştır" dedi. 

34 kişinin katledildiği Roboski'de adalet nöbeti 3. gününde. Nöbet eylemini bugün de DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile BDP Eşgenel Başkanı Gültan Kışanak, BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Hukuk Komisyonu üyesi Meral Danış Beştaş, Milletvekilleri Emine Ayna, Nursel Aydoğan, BDP Diyarbakır, Mardin Batman, Siirt ve Şırnak il, ilçe ve belde yöneticileri, bölge belediye başkanlarının yanı sıra Barış Anneleri İnisiyatifi ve DÖKH bileşenlerinin de bulunduğu binlerce kişi ziyaret etti. 

DTK ve BDP'lileri mezranın girişinde karşılayan aileler, kaybettikleri yakınlarının resimlerinin bulunduğu tişörtler giydi. Karşılamanın ardından heyet mezarlığa doğru yürüyüşe geçti. Mezarlığın, mezradan yüksek olması nedeniyle sağlık sorunu yaşayabileceği düşünülen kalp hastası DTK Eş Başkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk'ün mezar ziyaretine gitmemesi yönündeki uyarıları dikkate almadığı gözlendi. Mezarlığa kadar 3 kez rahatsızlanıp iki kez de fenalaşan Türk, Roboskili aileler aracılığı ile tepeye çıktı. Kitlenin tamamının mezarlığa gelmesinin ardından dua okundu. Okunan duaların ardından demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunan kitle ardından Kürtçe marşlar okudu. Marşın ardından da "Şehit namirin" ve "Katil Erdoğan" sloganı atıldı. 

Ziyarette yaptığı konuşmada "Kürt halkının davasına güveni bu dağlar kadar büyüktür" diyen DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk devamında şunları söyledi:

"Kürt halkı yıllardır kendisine uygulanan baskı, imha ve inkar politikalarını unutmadı.Kürt halkı bu baskıları yenmiştir. Artık tutuklamalar, işkenceler Kürt halkını davasından geri çeviremiyor. Kürt halkı artık sadece 'An azadi an azadi' diyor. Kürt halkının temel talebi anadilde eğitim, kültür ve kimlik yerine getirilmelidir. Kürt halkı kimliksiz bir yaşamı asla kabul etmez. Tüm Kürdistan halkı barış ve eşitlik için her yerde mücadele veriyor vermeye de devam edecektir. Erdoğan, 'Zulme karşıyız' diyor! Ama Kürt halkı üzerinde uygulanan baskı ve zulmü görmezden geliyor. Roboski devletin kirli yüzünü ortaya çıkarmıştır."

Ahmet Türk, Şırnak'ta askeri aracın şarampole yuvarlanması sonucu meydana gelen kazaya da değindi. Valiliğin açıklamasının aksine, yerel kaynakların yaşamını yitiren asker sayısının 18 olduğunu bildirdiklerini söyledi. 

BDP Eşgenel Başkanı Gültan Kışanak da konuşmasında, Roboski'de yaşamını yitirenleri andı. "34 canımızı kaybettik. Acısı dün gibi taze bir dakika bile aklımızdan çıkmıyor. Yapılan katliam ile AKP hükümeti sadece Roboski'de değil her yerde Kürt halkı için bitmiştir. AKP hükümeti Kürtleri inkar eden bir hükümettir. Roboski bir insanlık sınavıdır. Aileler bu insanlık sınavını başarı ile geçmiştir. Bu katliamın faillerini ortaya çıkarmak için aileler bir an olsun mücadelelerinden vazgeçmediler. Biz de daima onların yanlarında olacağız. Bu mücadelede yılmaz bir neferin yılmazı olacağız" şeklinde konuştu. 

Savaş uçakları Xakurke'yi bombalıyor

Xakurke - Türk savaş uçakları gerillanın denetimindeki Medya Savunma Alanları içerisinde yer alan Xakurke bölgesini bombaladı.

Alınan bilgilere göre yerel saatle 15.30’da Türk savaş uçakları Xakurke bölgesine saldırı başlattı. Saldırı sürerken, çok sayıda köyün bulunduğu bölgede can veya mal kaybı olup olmadığı öğrenilemedi. 

İktidar vekilleri insanlıktan çıktı!

Antep - Antep saldırısı ardından PKK karşıtlığı adı altında ırkçılık yeniden hortlatılırken, AKP Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak, çatışmalarda yaşamını yitiren PKK'liler için "gebertildiler" denilmesini isteyerek insanlık dışılığın en bariz örneğini gösterdi.

Antep’te 20 Ağustos günü 9 kişinin ölümü ve onlarcasının yaralanmasına yola çan bomba yüklü araçla düzenlenen saldırı ardından ırkçılık yeniden sokaklara döküldü. Beklendiği gibi Türk medyası hiçbir kanıta ihtiyaç duymadan koro halinde PKK’yi suçladı, devletin hoşgörüsü ve korumasından yararlanan ırkçılık da BDP’yi hedef aldı.

ŞAMİL TAYYAR’IN KÜRT DÜŞMANLIĞI

Antep’de binaları ırkçıların saldırılarına maruz kalarak yakıldı. AKP’nin Kürt düşmanı vekili Şamil Tayyar, bu durumu fırsat bilerek Antep saldırısının PKK ile Suriye'nin gizli servisi El Muhaberat teşkilatının ortak bir operasyonu olduğunu ileri sürdü. Tayyar, bu açıklamayı yaparken hiçbir kanıt ve dayanağa ihtiyaç bile duymadı. 

DAVUTOĞLU’NDA AKIL TUTULMASI

Sık sık Suriye’ye müdahale çağrılarında bulunan ve tampon bölge için destek arayışını sürdüren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da aynı fırsatçılıkla tam bir akıl tutulması örneği gösterdi: "Suriye konusunda terör olaylarının detayları araştırılıyor. Bir benzerlik paralellik kurulacaksa Beşer Esad'ın cinayet şebekelerinin Suriye'de bayram günü bir günde 200 kişiyi öldürmesi yönetimi ve kutsal tanımamazlığı ile terör örgütünün bu sivil halka dönük yöntem ve zihin paralelliliği var. Eğer bir illiyet ve milliyet bağı varsa her türlü şekilde araştırılır. Şuana kadarki veriler ışığında netleşmiş tablo yok. Araştırmalar ortaya çıkar ve neticeler ortaya konur." 

AKP hükümeti Şemdinli’deki gerilla eylemlerinden de Esad rejimini sorumlu tutacak kadar şaşırmıştı.

AKP’NİN İNSANLIK DIŞI VEKİLİ

Kürtlerin hiçbir talebine tahammül etmeyen ve cenazelerine bile en büyük saygısızlık örneği gösteren iktidarın diğer bir üyesinden insanlık adına utanç verici bir açıklama geldi. AKP Erzurum İl Teşkilatı'nın, merkez Palandöken İlçesi Çeçenistan Parkı'nda düzenlediği bayramlaşma programına katılan AKP Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak, yakın zamanda 200 PKK'linin yaşamını yitirdiğini ileri sürerken, "Bunlar için 'etkisiz hale getirildi' denilmemelidir. Bunlar için 'gebertildi' denilmelidir. Kürt kardeşlerimizi bunlardan ayırıyoruz. Bunlar, baktığınız zaman ya 'satılmış beyinler', ya 'Ermeni dönmesi' çocukları, ya da Suriye'den İran'dan ülkemize sızan 'alçaklardan' başka bir şey değil" ifadesini kullandı. 

MEDYANIN ANTİ-KÜRT KAMPANYASI

Türk medyası da yoğun bir şekilde ırkçılığı pompalamaya başladı. Hürriyet gazetesi PKK’ye karşı olduğu iddiasıyla kendi internet sayfasından kampanya başlatarak, Kürt karşıtlığını organize ederken, Milliyet gazetesi kaza geçiren askerlerin yardımına koşan Roboskililer üzerinden “İşte Türkiye bu” başlığını atarak kendince PKK’ye mesaj yolladı. Oysa orada, sözkonusu olan Kürtlerin, 34 sivilin katledilmesine rağmen insanlık örneği göstererek askerlerin yardımına koşmasıydı. Aynı Roboskililer, devletin kendilerine karşı herhangi bir insanlığını görmedi. Kürtler Roboski’de kendilerini katleden Türk ordusunun yardımına koşarken, Antep’te ırkçılar BDP’li avına çıkmıştı. AKP rejimi ve Fethullah Gülen cemaatinin kontrolündeki diğer medya da aynı şekilde PKK’yi suçlayarak ırkçılığı körükleyen yayınlarda sınır tanımadılar.

Medyanın hedef gösterdiği PKK’lileri Şemdinli’deki yol kontrolü sırasında Kürtler sarılarak karşılamışlardı. Bu da Hükümet ve medyasının, PKK karşıtlığı maskesi altında Kürtlerin evlatlarına karşı açık bir ırkçı kampanya yürüttüğünü gösteriyor. 

Antep'teki patlamaya ilişkin 5 kişi gözaltına alındı

Amed - Antep'te 9 kişinin ölümü, 69 kişinin de yaralanmasına yol açan patlama sonrasında yapılan operasyonlarda, patlayan otomobili olay yerine getirdiği iddia edilen çekicinin sürücüsü ile Urfa'nın siverek ilçesinden 4 kişi gözaltına alındı.

Şamil Tayyar Antep saldırısını nerden biliyordu- Erdem Can

AKP Hükümeti, HPG güçlerinin Şemdinli'nin de içinde yer aldığı geniş bir coğrafyada sürdürdüğü alan hakimiyetini Türk kamuoyundan gizlemek için elinden geleni yapıyor. Kendi iktidarının bu bölgede yok olduğunun anlaşılmasını perdelemek isteyen AKP, son dönemde eşine az rastlanır bir ırkçı hezeyanı pompalamaktan da geri durmuyor.

Kürt sorununun siyasal çözümünü engellemek üzere devreye soktuğu yeni savaş konsepti de boşa çıkan AKP ülkede yaşanan tüm olumsuzlukların müsebbibi olarak Kürt Özgürlük Hareketi'ni göstermeyi bu dönemin temel politik uygulaması olarak yaygınlaştırmaya çalışıyor.

Son olarak Antep'de yaşanan bombalı saldırı ardından AKP Hükümeti'nin bu ırkçı propagandası sokakta pratik sonuçlarını gösterdi. Bombanın patlamasının ardından Antep sokaklarında toplanan ırkçı kalabalıklar AKP Hükümeti'nden aldıkları destekle Kürtler aleyhine sloganlar atarak BDP il ve ilçe teşkilatlarına saldırdılar.

Hiçbir açıklama yapılmadığı halde olayın müsebbibi olarak PKK'yi-dolayısıyla tüm Kürtler'i- hedef gösteren AKP'nin bu konudaki hazırlığının önceden yapıldığı muhakkak. 

AKP'nin meclis içinde ve sosyal medyadaki ırkçı tetikçisi Antep Milletvekili Şamil Tayyar Antep'te meydana gelen patlama sonrası yaptığı açıklama ile bu hazırlığı ele verdi.

HPG'nin Antep'te gerçekleşen ve dokuz sivil vatandaşın hayatını kaybettiği saldırı ile ilgilerinin olmadığına ilişkin açıklamasının haberi saat 09:17'de (21 Ağustos 2012) ANF tarafından kamuoyuna duyuruldu. Bu haberin ardından Türk basınında da HPG'nin söz konusu açıklaması yer aldı.

HPG'nin bu açıklamasından saatler sonra 13:18'de Doğan Haber Ajansı(DHA)'nın 'Şam patlamasının rövanşı' başlığı ile servis ettiği haberde AKP'li Şamil Tayyar, “bugüne kadar sivil saldırıları üstlenmeyen terör örgütü bu saldırıyı üstlendi.” diyor. PKK'nin bu olayı nerede üstlendiğine ilişkin bir kaynak verme ihtiyacı da duymuyor.

Aksi yönde bir açıklama Türk basınında da yer aldığı halde Tayyar, önceden planlandığı gibi bu olayın da PKK'nin üzerine yıkılması için üzerine düşeni yapıyor.

Tayyar aynı açıklamada, kendisinin bu ve benzeri olaylara ilişkin “özel” bilgilerin sahibi olduğunu da şu sözlerle ifade ediyor:

“Olaydan önce biz il binasında bayramlaşmadan sonra milletvekilleriyle yaptığımız özel toplantıda ben bu konuyu dile getirmiştim. Suriye'den Gaziantep'e çok sayıda terörist geçişinin olduğunu, bunların Gaziantep şehir merkezindeki birçok evi birer cephaneliğe dönüştürdüğünü, o nedenle Allah korusun gerekli tedbir alınmazsa önümüzdeki günlerde çok büyük patlamaların olabileceğine vurgu yapmıştım.”

Tayyar'ın kaynağı belli olmayan bu bilgisinin, olasılıklara da yer vermeyecek şekilde, “önümüzdeki günlerde çok büyük patlamalar olabilir” dedirtecek netlikte olması dikkat çekiyor.

Zira, Şamil Tayyar konuşmasının devamında da bu bilgileri resmi istihbarat birimlerinden almadığını özellikle vurguluyor. Tayyar, “Biz yerel kaynaklardan istihbarat birimlerinde de bu bilgilerin olduğunu öğrendik. Bunu görüyoruz, biliyoruz. Burada bir istihbarat zaafı gibi görünmüyor” diyerek kendisinin resmi istihbarat örgütünün dışında bir kaynaktan “büyük patlamalar olabileceği” haberini aldığını anlatıyor.

Ayrıca Tayyar'ın, Antep'te meydana gelen saldırının Şam'da Esed yönetiminin üst düzey yöneticilerinin öldüğü patlama ile ilintilendirmesi de dikkat çekiyor. Tayyar, alenen Şam'da yaşanan patlamanın Ankara yönetimi ile ilgisini vurguluyor. Bu yüzden de DHA haberini, 'Şam patlamasının rövanşı' olarak atıyor.

Şamil Tayyar'ın kendi kurmacaları üzerinden giriştiği manipülasyon çabaları AKP'li Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarıyla da boşa çıkıyor. AKP'nin mızrağı kendi çuvalına sığmıyor. Davutoğlu konuya ilişkin yaptığı ilk açıklamada, “Şuana kadarki veriler ışığında netleşmiş tablo yok. Araştırmalar ortaya çıkar ve neticeler ortaya konur.” diyor. 

Kendi hükümetinin bakanı tarafından boşa çıkarılan Şamil Tayyar'ın, kendisinin bilgi kaynağı da olan hangi derin mahfillerden beslendiği de önümüzdeki dönem açısından Antep saldırısının faillerinin bulunması kadar aydınlatıcı olacaktır.

erdemcan@riseup.net

BDP'den Batı Kürdistan'ı selamlama mitingleri

URFA - BDP, Batı Kürdistan'da ilan edilen özerkliği mitinglerle selamlayacak. Mitinglerin ilki 25 Ağustos'ta Urfa'nın Siverek ilçesinde düzenlenecek. 

BDP, Batı Kürdistan'da Kürtlerin özerk yönetimlerini kurmasıyla ilgili, "Özgürlük Yürüyüşünüzü Selamlıyoruz" mitingleri düzenliyor. İlki 25 Ağustos'ta Siverek'te düzenlenecek olan miting için ilçede bildiriler dağıtılıyor. Paşa Konağı yanı Perşembe Pazarı'nda saat 15.30'daki mitinge BDP Eşgenel Başkanı Gültan Kışanak'ın katılacağı bildirildi. Mitingte Koma Azad da bir konser verecek. 

Batı Kürdistan'ı selamlama mitingleri 26 Ağustos'ta Kızıltepe ve Cizre, 27 Ağustos'ta ise Yüksekova ile devam edecek.

EMEP Antep’teki saldırıyı kınadı

Ankara - Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan dün akşam saatlerinde Antep'te yaşanan, 9 kişinin ölümüyle sonuçlanan patlama ile ilgili açıklama yaparak, saldırıyı kınadı. Gürkan, “Halkların barış ve kardeşlik beklentisi acı bir darbe daha almıştır” dedi.

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan yaptığı yazılı açıklama ile dün Antep’te 9 kişinin yaşamını yitirdiği 64 kişinin ise yaralandığı bombalı saldırıyı kınadı. 

“Halkların barış ve kardeşlik beklentisi acı bir darbe daha almıştır” diyen Gürkan, Türkiye’de ve bölgede halklar arası kardeşlik ihtiyacının, beklentisinin arttığı bir dönemde gerçekleşen saldırının “İçeride ve dışarıda savaş politikalarından medet umanların ekmeğine yağ sürdüğünü” ifade etti. Gürkan, “Kim ve hangi güçler tarafından, her ne gerekçe ile olursa olsun yapılan bu saldırıyı kınıyoruz” diyerek devamla şunları kaydetti: “Başta Türkler ve Kürtler olmak üzere bu topraklarda yaşayan halklarımız geride bıraktığımız tarih boyunca bu tür acı deneylere tanıklık etmiş ve yaraları kanatıcı sonuçlarını yaşamıştır. Bunun içinde bu yolda daha fazla acı, yıkım ve gözyaşı istemediğini her vesile ile dile getirmektedirler.” 

“Başta AKP hükümeti olmak üzere, ülkeyi yöneten egemen güçler ‘akıllarını başlarına devşirmelidir’” ifadesini kullanan Gürkan, hükümetin halkların duygularını sömüren açıklama ve politikalara derhal son vermesini istedi.

Yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar dileyen EMEP Başkanı Gürkan, herkesi duyarlı ve sorumlu davranmaya çağırarak, “Kürt sorununun anadilde eğitim ve bölgesel özerklik hakkının tanınması temelinde, eşitlik ve gönüllü bir arada yaşama dışında gerçekçi hiçbir çözümünün kalmadığını hatırlatıyor ve bu gerçeği kamuoyu ve halkımızla bir kez daha paylaşıyoruz. Türk ve Kürt halkının başı sağ olsun!” dedi.

Şemdinli ve Yüksekova'da hava saldırıları

Behdinan - Türk ordusunun ait savaş uçaklarının Hakkari’nin Şemdinli ve Yüksekova ilçelerine bağlı bir çok alanı bombaladığı bildirildi. Şırnak’ta ise Türk ordusunun operasyonu sırasında gerilla ile çatışma yaşandı.

HPG Basın-İrtibat Merkezi (HPG-BİM) hava saldırıları ile yaşanan çatışmaya ilişkin bilgi verdi. HPG-BİM, “Şırnak merkeze bağlı Meydane ve Beroje alanlarında işgalci TC ordusu tarafından başlatılan operasyon sonucu 20 Ağustos günü saat 11.00 ayrı çatışma yaşanmıştır. Yaşanan çatışmalardaki ölü ve yaralı düşman askerlerinin sayısı tespit edilememiştir” dedi.

Açıklamada hava saldırıları ve top atışlarına ilişkin de şu bilgiler yer aldı:

“*20 Ağustos günü 16.00 ile 21 Ağustos günü 04.30 saatleri arasında Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Nirkola vadisi, Goste, Gomake, Masiro, Gare ve Geniş tepe alanlarına yönelik işgalci TC ordusu tarafından obüs ve havan toplarıyla bir bombardıman düzenlenmiştir. 

*20 Ağustos günü 15.00-16.00 saatleri arasında Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Mergezere alanına yönelik işgalci TC ordusuna ait savaş uçakları tarafından bir bombardıman düzenlenmiştir. Aynı alan 21.00-22.00 saatleri arasında da obüs ve havan toplarıyla bombalanmıştır.”

TRT muhabirinin Halep'te öldürüldüğü iddia edildi

Amed - Suriye'de yaşanan iç çatışmaları izlemek için Halep kentinde bulunduğu belirtilen TRT muhabiri Cüneyt Ünal'ın öldürüldüğü iddia edilirken, TRT'den henüz bu konuda bir açıklama gelmedi.

Gün içinde El Hurra gazetesi, araba içinde yolculuk eden dört gazeteciye Özgür Suriye Ordusu militanları (ÖSO) gibi giyinen kişilerce ateş açıldığını yazmıştı. 45 yaşındaki Japon kadın gazeteci Mika Yamamoto ile aynı araçta bulunan ikisi Arap biri Türk üç gazeteci de kaybolduğu iddia edilmişti.

Bu haberin ardından bir açıklama yapan Japon Dışişleri Bakanlığı, Suriye'nin Halep şehrinde bir çatışmanın ortasında kalan Japon gazeteci Mika Yamamoto'nun hayatını kaybettiğini bildirdi. 

Suriye’de gazetecilere yönelik saldırılar son zamanlarda büyük artış gösterdi. Ünal ve Yamamoto ile birlikte Suriye’de Mart 2011’den bu yana hayatını kaybeden yabancı gazetecilerin sayısı 6’ya yükseldi. Bir Fransız gazeteci 11 Ocak 2012’de, bir Fransız fotoğrafçı ile Amerikan Sunday Times gazetesinin muhabiri 22 Şubat’ta ve Lübanlı El Cedid televizyonun bir gazetecisi 9 Nisan’da öldürülmüştü. Amerikan New York Times gazetesinin bir muhabiri ise 16 Şubat günü geçirdiği astım krizi sonucu hayatını kaybetmişti. 

Merkezi Paris’te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF)’ye göre çatışmaların başından bu yana 30 dolayında gazeteci hayatını kaybetti. RSF ayrıca, Batılılar ve Türkiye’nin desteğinde İstanbul’da kurulan Suriye Ulusal Konseyi’ne (SUK) açık mektup yazarak, gazetecilere yönelik saldırılara dikkat çekti. SUK Başkanı Abdulbasıt Seyda’ya yazılan mektupta, “Birkaç haftadan beridir, örgütümüz ne yazık ki rejime karşı mücadele eden güçlerin tarafında haber özgürlüğüne yönelik ihlal tespit etti” denildi. 

Mektupta, Temmuz ortasında evinden alıkonulan ve 3 Ağustos günü infaz edilen sunucu Muhammed El Said’e yönelik saldırının İslamcı grup El Nusra’nın üstlendiği belirtilirken, 5 Ağustos günü Suriye resmi televizyonu kameramanı Talal Canbakeli’nin Şam’da Suriye Özgür Ordusu’na bağlı Harun El Reşid birliği tarafından kaçırıldığı, 10 Ağustos günü de hükümet yanlısı El İhbariye özel televizyonu ekibinin yine Şam’da Suriye Özgür Ordusu’na bağlı bir birlik tarafından alıkonulduğu ifade edildi. Son bilgilere göre, bu ekip üyelerinden birinin öldürüldüğü, diğerlerinin de kamera önünde itirafa zorlandığına dikkat çekildi.

HPG: Hakkari Korucular Derneği Başkanı'nı tutukladık

Behdinan - HPG, birçok gerillanın yaşamını yitirmesinde parmağı olan Hakkari Korucuları Derneği Başkanı kontra Sadi Özatak’yi tutukladıklarını, Musa Temel isimli bir şüpheliyi de gözaltına aldıklarını açıkladı.

HPG Basın İrtibat Merkezi (HPG-BİM), yaptığı yazılı açıklamada, “20 Ağustos günü Hakkari korucuları dernek başkanı, Silehe bölgesi korucu başı ve birçok gerillamızın şahadetinde parmağı olan kontra Sadi Özatak tutuklanmış, Musa Temel isimli bir şüpheli de gerillalarımız tarafından gözaltına alınmıştır” dedi. 

Hakkari Yeni Mahalle’de ikamet eden korucubaşı Sadi Özatak'ın ticari aracı da 11 Ağustos günü evinin önünde kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından molotofkokteyli atılarak yakılmıştı. 

Diyarbakır'ın Sur İlçesi eski AKP İlçe Başkanı Hamit Çelkkanat'ın da Dicle ilçesinde HPG gerillaları tarafından alıkonulduğu iddia edildi. Olayı henüz üstlenen olmadı. 

HPG gerillaları 17 Ağustos günü Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde Türk ordusuna istihbarat sağladığı belirtilen bir Kaymakamlık çalışanını gözaltına aldıklarını bildirmişti. Gerillaların ayrıca kaymakamlığa ait resmi bir aracı da yakarak imha ettiği duyurulmuştu. 

Mayıs-Haziran-Temmuz ayları ile 1-21 Ağustos arasında ANF kayıtlarına göre en az 85 kişi gerilla tarafından gözaltına alındı. Mayıs’ta 31, Haziran’da 7 ve Temmuz’da 21 kişi, 1-13 Ağustos arasında ise 22 kişi gözaltına alındı. Bunlar arasında bir kaymakam, bir vekil ile askerler, korucular ve askeri inşaatlara çalışan işçi ve müteahhitler bulunuyor. Gözaltındakilerin çoğunluğu serbest bırakıldı.

Obama'dan Suriye'ye 'askeri müdahale' sinyali

Washington - ABD Başkanı Barack Obama, Suriye rejiminin isyancılara yönelik kimyasal veya biyolojik silahlarla saldırıda bulunması halinde askeri müdahale sinyali verdi. 

“Şu ana kadar ben askeri müdahale emri vermedim” diyen Obama, ancak kimyasal silahların yerlerinin değiştirilmesi veya kullanılması halinde “bunlar hesaplarımı değiştirir” uyarısında bulundu. 

Obama, “Kendimizi kimyasal veya biyolojik silahların kötü insanların ellerine düştüğü bir durumda bulamayız” diye ekledi.

Suriye Dışişleri Bakanlığı geçen Temmuz ayında yaptığı açıklamada dışarıdan bir saldırı olması halinde kimyasal silahları kullanacakları uyarısında bulunarak, ilk kez açık bir şekilde bu silahlara sahip olduklarını duyurmuş oldu. 

Amerikalı yetkililer ve uluslar arası diplomatlar, geçen hafta isim vermeyerek yaptıkları açıklamalarda ABD ve ittifaklarının, Esad sonrasında kimyasal ve biyolojik silah tesislerinin güvenliği için onbinlerce askerin Suriye’ye gönderilebileceği bir “felaket senaryosuna” hazırlandıklarını bildirmişti. 

Şırnak Valiliği: Kazada 9 asker ve bir korucu öldü

Şırnak - Şırnak Valiliği, askerleri taşıyan sivil bir aracın şarampole yuvarlanması sonucu 9 asker ile korucu olan şoförün öldüğünü açıkladı. 

Uludere (Qilaban) İlçesi'ne bağlı Gülyazı Köyü Karakolu'ndan sivil bir minibüsle Uludere İlçesi'ne giden ve askerleri taşıyan aracın şarampole yuvarlandığı kazaya ilişkin açıklama yapan Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, kazada 9 asker ve korucu olan şoförün öldüğünü bildirdi. 

Kazada askerlere ilk yardım, Türk ordusu tarafından 34 sivilin katledildiği Roboski köylülerinden gelmişti. 

AKP Sur eski İlçe Başkanı'nı HPG'nin alıkoyduğu iddiası

Amed - Diyarbakır'ın Sur İlçesi eski AKP İlçe Başkanı Hamit Çelkkanat'ın Dicle ilçesinde HPG gerillaları tarafından alıkonulduğu iddia edildi. Olayı henüz üstlenen olmadı. 

Mayıs-Haziran-Temmuz ayları ile Ağustos ayının ilk 13 gününde ANF kayıtlarına göre en az 81 kişi gerilla tarafından gözaltına alındı. Mayıs’ta 31, Haziran’da 7 ve Temmuz’da 21 kişi, 1-13 Ağustos arasında ise 22 kişi gözaltına alındı. Bunlar arasında bir kaymakam, bir vekil ile askerler, korucular ve askeri inşaatlara çalışan işçi ve müteahhitler bulunuyor. Gözaltındakilerin çoğunluğu serbest bırakıldı.

Irkçılık yine devrede, Antep'te provokatif yürüyüş

Antep - Irkçılar daha önce birçok saldırının ardından olduğu gibi yine devrede. Antep'te düzenlenen bombalı saldırının ardından bir grup ilçe merkezinde Türk bayrakları açarak yürüyüşe geçti. 

Antep'in merkez Şehitkamil İlçesi'nde bulunan Karşıyaka Polis Karakolu önünde bomba yüklü aracın patlaması sonucu 9 kişinin yaşamını yitirmesi ve 69 kişinin yaralanması ardından BDP il ve ilçe binaları hedef haline geldi.

Dün gece BDP il ve ilçe binalarına yapılan saldırının ardından, bugün de Antep'te provokasyon yaratılmak istendi. Antep'te bulunan Atatürk Bulvarı'nda bir araya gelen yüzlerce kişi Türk bayraklarını taşıyarak, PKK aleyhine sloganlarla yürüyüşe geçti. Şehir merkezini trafiğe kapatan grubun yürüyüşü devam ediyor. Polisin gruba müdahalede bulunmaması ise dikkat çekiyor. 

Anti-Kürt saldırılar Türkiye’de alışıldık reaksiyonlar haline geldi. Daha önce de asker veya polise yönelik saldırılar bahane edilerek BDP binalarına saldırı düzenlenmiş, Kürtlere linç girişimlerinde bulunulmuştu. Saldırılar genellikle yetkililer tarafından cesaretlendirilirken, polis gözetimi altında yapılması dikkat çekiyor. Irkçı saldırılar devletin hoşgörüsünden yararlandı. 

ABD: Petrol şirketleri Irak hükümetinin onayını almalı

Washington/Hewler - ABD Dışişleri Bakanlığı, Irak merkezi hükümetinin onayı olmadan petrol şirketlerinin Kürdistan Bölgesi ile anlaşma imzalamaması gerektiğini söyledi. Bu arada Fransız Total şirketi Kürdistan bölgesi ile ikinci bir anlaşma imzaladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, “Bizim kendi şirketlerimize ilişkin, federal Irak hükümetinin onay olmadan onlardan Irak’ın herhangi bir bölgesi ile petrol üretimi veya çıkarılması için yapılan anlaşmaların onları hukuki zorluklarla karşı karşıya getireceğini söylemeye devam ediyoruz” dedi. 

ABD’li gruplar ExxonMobil ve Chevron, merkezi hükümetin uyarı ve yaptırımlarına rağmen Kürdistan Bölgesi ile anlaşma yapmışlardı.

Nuland, bu şirketlerin karalarını kendileri alacağını söylerken, bu konuda Irak federal yasaması olmadığı sürece risk almış olacakların sözlerine ekledi. 

Kürdistan Bölgesi, yabancı şirketlerle onlarca anlaşma imzaladı. Bağdat hükümeti bu anlaşmaları “illegal” olarak değerlendirirken, Kürt hükümeti Bağdat’ın petrol şirketlerine ödeme yapmadığı ve Nuri El Maliki’nin ülkeyi diktatörlükle yönetmek istediği tepkisinde bulunuyor. 

12 Ağustos günü Irak hükümeti Fransız Total şirketine ültimatom vererek Kürdistan Bölgesi ile ilişkilerine son vermesini istedi

Temmuz ayında Bağdat, Amerikalı Chevron şirketinin Irak’In diğer bölgelerinde çalışamayacağını açıklarken, ExxonMobil şirketine karşı da benzer yaptırımlara gidecekleri tehdidinde bulundu.

Merkezi hükümetin tehditlerine rağmen Total şirketi 21 Ağustos günü Kürdistan Bölgesi ile ikinci bir anlaşma imzaladı. Kanadalı ShaMaran Petroleum şirketi, bir Total şubesinin Taza petrol blokunda 48 milyon dolar tutarında yüzde 20’lik bir pay aldığını açıkladı.

Roboski'de askeri araç devrildi: 12 ölü

Roboski - Roboski'de askerleri taşıyan bir sivil minibüsün devrilmesi sonucu 11 asker ve minibüs şoförü öldü. 

Şırnak'ın (Şirnex) Uludere İlçesi'ne (Qilaban) bağlı Gülyazı Köyü Karakolu'ndan sivil bir minibüsle Uludere İlçesi'ne giden ve askerleri taşıyan araç şarampole yuvarlandı. Kazada minibüs şoförü ile 11 asker öldü, 3 asker de yaralandı. 

ANF'ye konuşan Roboski sakinlerinden bir görgü tanığı, askerleri taşıyan sivil minibüsün Roboski taziye çadırının yaklaşık 200 metre uzağında devrildiği bilgisini verdi.

Görgü tanığı, şunları anlattı: "Araç Beyaztepe'den geliyordu. Taziye çadırının yaklaşık 200 metre uzağında yaşandı. Araç şarampole yuvarlandı. Askerleri taşıyan bir minibüstü. Minibüsün şoförü de Roboskili. Kendisinin de yaşamını yitirdiğini öğrendik. Yaklaşık 20 asker vardı. Ben 3'ünün öldüğünü gördüm ama yaralıların çoğunun da öldüğü söyleniyor. Yaralıları hastaneye götürenler, 10'u aşkın askerin öldüğünü söyledi.”

ASKERLERİ ROBOSKİLİLER TAŞIDI

Görgü tanığı, yaralı askerlere Roboskililerin müdahale ettiğini, yine yaralı askerlerin de Roboskililerin araçlarıyla hastaneye götürüldüğünü açıkladı. Roboski katliamını hatırlatan görgü tanığı, "Devlet değil; sadece Roboski halkı, katliama uğrayan Roboski halkı askerleri hastaneye taşıdı. Bunu da bilsinler" dedi.

ABD Genelkurmay başkanının uçağına roketli saldırı


KABİL - Afganistan'da ABD Genelkurmay Eşbaşkanı General Martin Demsey’in uçağına roketli saldırı düzenlendi. 
Saldırı Pazartesi gecesi Bagram yakınlarındaki ABD üssünde gerçekleşti. Saldırı sırasında General Martin Dempsey'in uçağının yakınlarında olmadığı açıklandı. NATO sözcüsü Albay Thomas Collins, “Uçağın yakınında değildi. Biz şansa bir atış olduğunu düşünüyoruz” dedi. 
General Dempsey Afgan Güvenlik Güçleri'nin Nato askerlerine karşı olan saldırılarındaki artışı tartışmak için Afganistan'da bulunuyordu. Demsey, başka bir uçak ile bu sabah Afganistan’ı terk etti. 

BDP Yavuzeli ilçe binası da ateşe verildi

ANTEP - Antep’te yaşanan bombalı saldırı ardından BDP il ve ilçe binaları hedefte. BDP İl binası ve Şehitkamil İlçe binası ardından Yavuzeli ilçe binası da ateşe verildi. BDP il ve ilçe binasına giriş çıkışlar polislerce yasaklandı. 

Bombalı saldırı ardından faşist bir grup dün gece yarısı “Kürtlere ölüm” sloganıyla BDP Yavuzeli ilçe binasına saldırdı. 

“Partiye gittiğimde her şey yanmıştı hiçbir şey kalmamıştı” diyen BDP İlçe Başkanı Gürsel Karataş, faşist saldırıyı kınadıklarını ifade etti. Parti binasının dün gece saat 12’de ateşe verildiğini belirterek şimdiye kadar kimsenin de gözaltına alınmadığının manidar olduğunu söyledi. “Saldırıyı yapanlar biran önce yakalanmalı ve cezalandırılmalıdır” diye konuştu.

Öte yandan Antep İl Binası ve Şehitkamil İlçe binasındaki saldırıyla ilgili incelemede bulunan polisler, BDP binalarına giriş ve çıkışları yasakladı. İl ve ilçe binalarına giden sokakların başında bekleyen çevik kuvvet polisleri, giriş çıkışlarda bariyer kurdu.

Roboski'de askeri araç devrildi

ŞIRNAK - Roboski'de askerleri taşıyan bir sivil minibüsün devrilmesi sonucu ölü ve yaralıların olduğu öğrenildi. Olayda minibüs şoförünün de yaşamını yitirdiği belirtildi.
ANF'ye konuşan Roboski sakinlerinden bir görgü tanığı, askerleri taşıyan sivil minibüsün Roboski taziye çadırının yaklaşık 200 metre uzağında devrildiği bilgisini verdi. 

Görgü tanığı, şunları anlattı: "Araç Beyaztepe'den geliyordu. Taziye çadırının yaklaşık 200 metre uzağında yaşandı. Araç şarampole yuvarlandı. Askerleri taşıyan bir minibüstü. Minibüsün şoförü de Roboskili. Kendisinin de yaşamını yitirdiğini öğrendik. Yaklaşık 20 asker vardı. Ben 3'ünün öldüğünü gördüm ama yaralıların çoğunun da öldüğü söyleniyor. Yaralıları hastaneye götürenler, 10'u aşkın askerin öldüğünü söyledi."
ASKERLERİ ROBOSKİLİLER TAŞIDI

Görgü tanığı, yaralı askerlere Roboskililerin müdahale ettiğini, yine yaralı askerlerin de Roboskililerin araçlarıyla hastaneye götürüldüğünü açıkladı. Roboski katliamını hatırlatan görgü tanığı, "Devlet değil; sadece Roboski halkı, katliama uğrayan Roboski halkı askerleri hastaneye taşıdı. Bunu da bilsinler" dedi.

Kürt siyasetçi Cemal Kavak yaşamını yitirdi

INSBURG - Uzun yıllar Kürt özgürlük mücadelesine hizmet veren siyasetçi Cemal Kavak, Avrupa’da yaşadığı sürgün hayata daha fazla dayanamayarak yaşamına son verdi. 

Kürt siyasetinde yakından tanınan, HADEP ve DEHAP kurucu üyesi Cemal Kavak, Avusturya’nın İnsburg bölgesinde düzenlenen 15 Ağustos kutlamaları ardından yaşamına son verdi. 

Kavak’ın yaşamını sonlandırırken arkadaşlarına ve ailesine iki mektup bıraktığı belirtildi. 

Cemal Kavak bıraktığı mektuplarda sürgün yaşamına ancak bu kadar dayanabildiğini ve Kürt halkının kendisini doğru anlamasını ve doğru sahiplenilmesini istedi. Kavak, doğru anlamanın ve sahiplenmenin ise mücadeleye, şehitlere ve değerlere bağlılıktan geçtiğini vurgulamış. 

Kavak’ın cenazesinin otopsi işlemleri tamamlandıktan sonra İsviçre'nin Zürich kentine götürülmesi bekleniyor. 

Uzun yıllar Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de Kürt özgürlük mücadelesine hizmet eden Kavak, HADEP ve DEHAP kuruculuğu ve İstanbul İl başkanlığı yapmıştı. Gördüğü baskılar ve aldığı cezalar üzerine 2006 yılından bu yana İsviçre’de sürgün hayatı yaşıyordu. 

Siyasi çalışmalarını Avrupa’da da sürdüren Cemal Kavak, yürüttüğü faaliyetlerden dolayı Fransa’da da uzun süre tutuklu kaldı. Kavak, cezaevinden çıktıktan sonra kaldığı yerden mücadelesini sürdürmeye devam etmişti.

Suriye’de gazetecilere saldırı: 1 ölü, 3 kayıp

HABER MERKEZİ - Çatışmaların yoğun olduğu Suriye’nin Halep kentinde saldırıya uğrayan araçta bulunan bir Japon gazeteci yaşamını yitirdi, üç gazetecidense haber alınamıyor. 

Japon Dışişleri Bakanı, Suriye'nin Halep şehrinde bir çatışmanın ortasında kalan Japon gazeteci Mika Yamamoto'nun hayatını kaybettiğini, biri Türk üç gazetecinin de kaybolduğunu açıkladı.

El Hurra gazetesi, araba içinde yolculuk eden dört gazeteciye Özgür Suriye Ordusu militanları (ÖSO) gibi giyinen kişilerce ateş açıldığını yazdı. 45 yaşındaki kadın gazeteci Mika Yamamoto ile aynı araçta bulunan ikisi Arap biri Türk üç gazeteci de kayboldu. Kaybolan gazetecilerden Türk olanın isminin Cüneyt Ünal olduğu bildirildi.

Japon gaceteci Mika, Suriye'de rejime karşı başlayan isyan sonrasında hayatını kaybeden dördüncü gazeteci oldu.