5 Ağustos 2012 Pazar

Çukurca'da helikopterle asker sevkiyatı

HAKKARİ - Yüksekova İlçesi’nde bulunan 21. Jandarma Tabur Komutanlığı’ndan çatışmaların devam ettiği Çukurca’ya askeri sevkiyat yapıldı. 

Yüksekova 21. Jandarma Tabur Komutanlığı’ndan kalkan skorsky ve kobra tipi helikopterler, çatışmaların devam ettiği Çukurca Bölgesi’ne gitti. Helikopterlerle, operasyon bölgesine asker ve malzeme taşındığı öğrenildi. Sabah erken saatte Yüksekova’da başlayan helikopter hareketliliği hala devam ediyor. 

Ne Şam'ın şekeri ne Murat Belge'nin aydınlığı -Erdem Can


Yazılarında Kürt kaynaklarını takip etmediğini söylemekle birlikte zaman zaman bu konuda ”fikir” beyanından da geri duramaz Murat Belge. Hatta Kürt sorunu konusunda hiç bir kaynağa dayanmasa da bu konuda yurtdışında yapılan akademik toplantılara katılmaktan da imtina etmez. Belge'nin bu konudaki en doğru tutumu, ”Kürt kaynaklarını takip etmediğini” itirafıdır. Zira bu yüzden Belge'nin Kürtler hakkındaki bilgilerinin ”yarım yamalaklık” kadar da bir içeriği yoktur.
Aynı zamanda akademisyen de olan Belge'nin Taraf Gazetesi'nde ”Ortadoğu ve Kürtler” başlığı ile 5 Ağustos 2012 günü yayınlanan yazısı bilgi sahibi olmayan bir oryantalistin Ortadoğu ve Kürt meselesine bakışını tartışmaya mahal bırakmayacak sarihlikte ortaya koyması bakımından oldukça ”kıymetli”.
Belge'nin söz konusu yazısını sayfada yer aldığı biçimi ile bir daha okuyalım. (Tırnak içinde yer verdiğim Belge'nin yazısında var olan imla hataları yazının orijinalinden kaynaklanmaktadır.)
Yazısına şöyle başlıyor Belge:
”Ortadoğu, Ortadoğu’ya yakışır biçimde, iyice karıştı. Buranın genel siyasî geleneği ve kültürü, diktatörlükle mücadele edenlerin kendilerinin demokrasiden nasiplenmiş, demokratik değerleri sindirmiş olmalarını gerektirmiyor. Onun için, birkaç ülkede birkaç diktatörün devrilmesi bundan böyle o ülkede demokrasinin egemen olacağı anlamına gelmiyor. Bunun nasıl bir mekanizma olduğunu anlamak için öyle çok uzaklara bakmak da gerekmiyor. Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ın geçirdiği değişime bakmak da yeterli.”
Bugün Batılı oryantalistler dahi kendi atalarının geçmişte Ortadoğu'yu kast ederek yaptığı bu tip coğrafi genellemelerden dolayı mahcubiyet yaşarken Belge, diktatörlüğün coğrafi bir nitelik olduğunu söylüyor. Hızını alamayıp demokrasi yoksunluğundan kaynaklı ”karışıklığın” Ortadoğu'ya yakışır bir durum olduğunu zikrediyor. Haçlı seferlerinden başlayarak Batılı diktatörlüklerin işgallerine maruz kalan bu coğrafyanın hala bu işgallerin izlerini silme mücadelesi verdiğinden bihaber adeta.
Devam ediyor Belge,
”Suriye’de olanlarında bu durumu bir yeni örnek olduğu anlaşılıyor. Muhaliflerin vahşeti, Esed hanedanının varoluş biçimini meşrulaştırmıyor elbette. Ama o hanedanın vahşeti de muhaliflerinin böyle davranmasını haklı kılmıyor. Bu büyük altüst oluşlar, silâhlı mücadelelere dayalı arbedeler kural olarak böyle, başka türlüsünü görmedik. İnsanların içindeki iyiliği çıkaran değil, en vahşi içgüdülerini harekete geçiren ortamlar.”
Belge, Ortadoğululara ”yakışan” ancak kendisini çok rahatsız eden diktatörlüklere karşı silahlı mücadele edenlerden de memnun değil. Herhangi bir mücadele yöntemi de önermiyor ama "insanların içindeki iyiliği çıkaran” ifadesi ile Polyannacı yaklaşımlara olan sempatisini de gizlemiyor. Belge, şiddet söylemi üzerinden diktatörün zulmüne karşı varlık mücadelesi veren mazlumla diktatörü eşitleyerek, ”tarafsız” oluyor.
Ayrıca, maruz kalınan hangi şiddet insanın içindeki ”iyiliği” açığa çıkarır ki.
Gelelim yurtdışında Kürt sorunu konusunda akademik toplantılara görüş beyan etmek üzere katılan Belge'nin Güneybatı Kürdistan'a (bu ifade bana ait zira Belge Kürdistan kelimesini zinhar kullanmıyor) ilişkin cehaletinin hayrete sebep satırlarına. Şöyle buyuruyor Belge:
”Benim asıl değinmek istediğim konu, Kürtler konusu. “Suriye” dendiğinde ilk akla gelecek konulardan biri Kürtler olmazdı Türkiye, İran ve Irak’a benzemezdi bu bakımdan. Ama şimdi öyle değil, 'Suriye' başlığı alında sıralanacak belli başlı konulardan biri oldu.”
Suriye diye bildiği coğrafyada Kürtler'in sorunları olduğunu yeni öğrenmiş. Belge az önce ”Esed hanedanı” olarak adlandırdığı Suriye rejimini Kürt politikaları nedeniyle neredeyse övecek. Belge'ye göre Suriye, Kürtler açısından Türkiye, İran ve Irak’a benzemezdi. Demek ki davulun sesi uzaktan hoş geliyordu. Suriye rejiminin kimlik dahi vermeyerek yok saydığı Kürtler'in nereden ortaya çıktığına şaşıyor. Suriye dendiğinde Belge'nin aklına ”Şam'ın şekeri” gelirdi oysa.
Şöyle devam ediyor:
”Bu, bölgenin geleceğine ışık tutan bir olgu. Bundan böyle, Ortadoğu’da nerede ve hangi biçimde sorun, kargaşalık çıksa, bunun bir yerinde Kürtler olacak ya da Kürtler’i bir biçimde ilgilendirecek. Bunun nedeni çok basit ve açık. Yalnız Ortadoğu’da değil, sanırım bütün dünyada, bir “ulusal devlet”e sahip olmayan en büyük, en kalabalık “ulusal topluluk”, Kürtler. Ayrıca, bu Kürtler, birkaç ulusal devletin topraklarında yaşıyorlar. Onlar bu toprakları kendi anayurtları olarak tanıyor, biliyor. Ama anayurtlarında bir başka “ulusal” egemenlik var. Sonuç olarak, güçlü bir Kürt milliyetçiliğini var etmek için gerekli bütün koşullar hazır.”
Böyle diyen Belge, ülkesi İran, Irak, Türkiye ve Suriye rejimleri tarafından işgal edilen Kürtlerin siyasal mücadelelerini de ”milliyetçilikle” sınırlı olduğunu söyleyebiliyor. Bu dört devletin egemen dilini yazısı ile yeniden üreten Belge, bir kez olsun Kürdistan kelimesini kullanmadığı gibi, ”Kürtlerin birkaç ulus devletin topraklarında” yaşadığını söylüyor. Belge yazısında bile Kürt ulusunu tırnak içinde zikrediyor ancak.
Ve Belge, Kürt sorununu ”keşfediyor...”
”Dolayısıyla Kürt “sorunu”, yokmuş gibi görmezden gelinecek, geçiştirilecek bir konu değil artık. Sözü ettiğim milliyetçi ideolojinin gelişmediği dönemlerde, topraklarında Kürt nüfus barındıran ülkeler, sınırlı politize Kürtler’i görece kolay biçimde etkisizleştirebiliyor, politizasyonun geniş kitleye sıçramasını önleyebiliyorlardı...”
Görüldüğü gibi Belge, Kürt sorununun görmezden gelinemeyeceğini sonunda fark ediyor. Oysa fark etmek için zamana ihtiyacı olduğu anlaşılan konu ise; Kürtlerin herhangi bir ulus devletin sınırları içinde ”barınmadığı”, o coğrafyanın Kürtlerin öz vatanı Kürdistan olduğu, o ulus devletlerin sınırlarının sonradan emperyalistler tarafından belirlendiği... Belge'nin baya bir zamana ihtiyacı var.
Yazısı boyunca Kürdistan'ı işgal eden devletlerin egemen dilini yeniden üreten Belge, asli  ”fikir” sıçramasını da yazısının sonunda yapıyor.
”Bu konu, varolan statüleri koruyarak çözülecek bir konu değil. Son derece çetrefil, çünkü olayla ilgili taraf çok, hattâ Kürtler’in kendi aralarında bile uyum yok ve bu tarafların birbirleriyle anlaşma ihtimalleri de bir hayli zayıf. Onun için şimdiye kadar, önemli değişimler dış dinamiklerin ağır bastığı konjonktürlerde ortaya çıktı: Irak savaşı doğrudan Kürtler’le ilgili bir olay değildi ama onun sonucunda özerk bölge kuruldu. Şimdi Suriye’de benzer bir süreç işliyor.
Burada, olayı böyle oldu-bittilere bırakmayan, ortak bir çözüm için ortak bir çabayı örgütleyebilen ve yürütebilen bir irade ya da “iradeler koalisyonu” gerekiyor.
Ama böyle bir şeyin olabileceğinden hiç umudum yok.”
Güney Kürdistan'ın yüz yılı aşkın mücadelesini bir çırpıda yok sayıp yaşananları Irak'ın işgaline indirgeyerek ”oldu bitti” demek hangi siyasal analize dayanıyor. Güneybatı Kürdistan'da benzer bir özerklik olasılığı Belge'yi tedirgin etmiş. Kürtlerin düşmanlarını özerklik ilanına karşı ortak tavır takınmaları konusunda uyarma ihtiyacı duyuyor.
Son olarak Kürdistan'ın dört parçasının Güneybatı Kürdistan'ın özerkliği konusuda ortaya koyduğu tavır birliği de Belge'nin en az otuz yıl sonra farkına varabileceği bir uyum örneği olarak ortada duruyor.
İşte siyasal körlükle, ileri görüşlülük arasındaki fark da burada kendini gösteriyor. Belge'nin bugün ”artık” görmezden gelinemeyeceğine kanaat getirdiği Kürt sorununda yıllar önce birileri örgütlü mücadeleyi başlatarak Belge'nin de gözünü açmasına vesile oldu.
erdemcan@riseup.net

Şemdinli’nin etrafı bombardıman altında


HAKKARİ - Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde Goman Dağı başta olmak üzere ilçenin etrafını saran dağlar savaş uçakları tarafından bombalanmaya başlandı. Bombalanma ilçe merkezinde de net olarak görülüyor. 
Günlerdir çatışmaların yoğun olarak yaşandığı Şemdinli İlçesi'nde savaş uçakları başta ilçe merkezini çevreleyen Goman Dağı olmak üzere birçok köy ve mezranın üst kesimlerini bombalamaya başladı. Savaş uçakları ve helikopterler Gevriye Zinê, Mîrkulan, Mevraza, Rubunis, Aşağı, Orta ve Yukarı Yiğitler (Nirkulan) köylerinin sırtları, Xakurkê ve Masiro alanları ile çatışmanın yaşandığı birçok noktayı bombalamaya başladı.

Savaş uçakları ve helikopterlerin bombardımanı sürüyor.

Bakan Yılmaz, paralı askerlerle ilgili soruya cevap vermedi


Ankara -Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt'un, sınır hatlarında ve çatışma bölgelerinde görevlendirilmek üzere alınan paralı er ve erbaşlarla sözleşme imzalanırken, ölümlerinin açıklanmayacağı yönünde bir belge imzalatılıp imzalatılmadığı yönündeki sorusuna cevap vermedi.
BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, Ağustos 2011'de çıkarılan yönetmelikle sınır bölgelerinde ve çatışma alanlarında görevlendirilmek üzere alınan er ve erbaşlara ilişkin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın yanıtlaması amacıyla yazılı soru önergesi verdi.
"Güvenlik eksenli yeni politikalar sonrası, profesyonel birliklerin bölgeye gönderildiği düşünüldüğünde, ölümlerin saklandığı gibi bir tablo ortaya çıkmaktadır" diyen Milletvekili Kurt, Bakan Yılmaz'ın yazılı cevaplandırması amacıyla şu soruları sordu:
1-  Ağustos 2011'de çıkarılan yönetmelikle birlikte sözleşmeli er ve erbaş alımı sonrası toplamda kaç asker başvuru yapmış, bunların kaç tanesi alınmıştır.
2- Kabul edilen bu askerlerin kaç tanesi Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde, yani çatışmaların yaşandığı bölgelerde görevlendirilmiş ve kaç tanesi yaşanan çatışmalarda yaşamını yitirmiştir.
3- Hükümetinizin güvenlik eksenli yeni politikalarının hayata geçirildiği Ağustos 2011 sonrası kaç profesyonel asker ve özel harekat polisi çatışmaların yaşandığı bölgelerde gönderilmiş ve bunlardan kaç tanesi yaşamını yitirmiştir.
4- Çatışmaların yaşandığı bölgede görevlendirilen sözleşmeli er ve profesyonel birliklerde çalışan personeller işe kabul edilirken ve imzaladıkları sözleşmelerde haklarıyla ilgili 'ölümlerin durumunda' belirtilmiş özel husus veya hususlar varmıdır?
5- Bu anlamda bölgedeki çatışmalarda ölmeleri durumunda, 'ölümlerinin açıklanmaması' gibi bir beyanda bulunmuş veya böyle bir ibareye imza atmışlar mıdır?  Eğer atmamışlarsa, kamuoyuna yansıyan ölümlerin yasaklandığı' tartışmalarını nasıl açıklıyorsunuz.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz verdiği cevapta, soru önergesindeki ilk 3 soruya ayrıntılı cevap verirken 4. ve 5. Maddeleri birleştirerek cevaplamaktan kaçındı. Sözleşmeli personele ‘ölümleri halinde açıklanmaması’ şartı ile imza attırılıp attırılmadığı sorusuna karşı Bakan Yılmaz, uzlaşmalı personelin sözleşmelerinin mevcut kanun ve yönetmelikler çerçevesinde yürütüldüğünü söylemekle yetindi.
Şimdiye kadar 3 parti halinde sözleşmeli er ve erbaş alındığını belirten Yılmaz, bunların sayılarını birinci dönemde 503, ikinci dönemde 453, üçüncü dönemde de 432 olarak açıkladı. Bakan Yılmaz, temin edilen sözleşmeli er ve erbaşların iç güvenlik bölgelerindeki hudut birliklerinde istihdam edildiğini ve bugüne kadar ‘terörle’ mücadele kapsamında ölen sözleşmeli er veya erbaşın bulunmadığını ileri sürdü. Bakan Yılmaz, sözleşmeli personellerden kimsenin ölmediğini iddia ederken, 3 Eylül 2011 ile 26 Haziran 2012 tarihleri arasında 41 profesyonel askerin ( subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşın) öldüğünü açıkladı. 

CHP’li Salih Fırat: Köylüler kimyasal kaygısıyla köylerini terk ettiğini söyledi


HAKKARİ- Şemdinli’de incelemelerde bulunan CHP Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, köylülerin, operasyon sırasında kimyasal silah kullanıldığı kaygısıyla köyleri terk ettiğini söyledi.
HGP gerillaları ile Türk ordusu arasından 13 gündür yoğun çatışmaların yaşandığı Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde incelemelerde bulunan CHP heyetinin çatışma bölgesine gitmesine izin verilmedi. Etkin Haber Ajansı’na (ETHA) konuşan CHP Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Hakkari Valisi, Şemdinli Kaymakamı, alay komutanları, emniyet müdürü, Şemdinli Belediye Başkanı ve köylüler ile görüştüklerini söyledi.
Bölgede 6 köyün tamamen boşaltıldığını, Şemdinli ve çevre köylere göç eden 60 ailenin köylerine dönmek istediğini belirten Fırat, ancak köylülerin bu talebinin "can güvenlikleri olmadığı" gerekçesi ile Kaymakamlık tarafından reddedildiğini söyledi.
Fırat, köylerin helikopterlerden atılan bombalardan dolayı büyük hasar gördüğünü, bu nedenle insanların tedirgin olduğunu belirtti.
Kimyasal silah kullanıldığı yönündeki iddiaların hatırlatıldığı CHP milletvekili Fırat, "Köylüler, her zaman atılan bombalardan farklı olarak, patlama sesinin düşük olduğu, beyaz renkte duman çıkaran ve kokusu keskin olan bir bombanın atıldığı bilgisinin verdiler. Bunun da kimyasal silah olduğu yönünde kaygıları var" dedi. Fırat, köylülerin bu kaygılarından dolayı da köylerini terk ettiklerini kaydetti.

HPG Eruh eyleminin sonuçlarını açıkladı


BEHDİNAN - HPG, 2 Ağustos'ta Siirt'in Eruh ilçesinde gerçekleştirilen eylemde 20 askerin öldürüldüğünü açıkladı. Açıklamaya göre yaşanan çatışmalarda 2 HPG gerillası da yaşamını yitirdi.
HPG Basın İrtibat Merkezi (HPG-BİM), 2 Ağustos günü Siirt'in Eruh ilçesinde düzenlenen eylem hakkında yazılı açıklamada bulundu. Operasyon hazırlığında bulunan Eski Eruh Karakolu ve güvenliğini tutan iki tepenin 'etkili bir biçimde' vurulduğunu bildiren HPG BİM açıklamasında şu bilgiler yer aldı:
"Karakol binaları etkili bir biçimde vurulmuş, önemli tahribatlara uğratılarak 4 ayrı yerde alev almıştır. Karakolun güvenliğini sağlayan her iki tepe, gerillalarımız tarafından  düşürülmüş, tepede bulunan yatakhane ve yemekhaneler gerillalarımızın roketlerinin isabet etmesi sonucu yanmıştır. Bu tepelerde 3 adet orta otomatik A4 silahı ve 1 adet Nikon dürbünü ele geçirilerek imha edilmiştir. Ayrıca bazı diğer askeri malzemelere de el konulmuştur. Bu tepelerde güçlerimizce tespit edilebilen 20 düşman askeri öldürülmüş ve çok sayıda düşman askeri de yaralanmıştır. Eyleme müdahale etmek isteyen kobra tipi helikopterler, gerillalarımızın etkili vuruşu sonucu alandan uzaklaştırılmıştır."
Eylem ardından alanda başlatılan operasyonun devam ettiğini kaydeden HPG BİM, eylemde 2 gerillanın da yaşamını yitirdiğini duyurdu. "Direnerek şehit düşen 2 arkadaşımızın kimlik bilgileri daha sonra halkımıza ve kamuoyuna açıklanacaktır" dedi.

Şemdinli'de takviye operasyon birliklerine dönük eylem


BEHDİNAN -Şemzinan'da çatışmalar 13. gününe geride bırakırken HPG, operasyona takviye giden Türk ordu birliklerine dönük eylem gerçekleştirdi. Eylemde 4 asker öldü, 6 asker yaralandı. HPG BİM, Garê karakoluna dönük ağır silahlarla gerçekleştirilen eylemde ise, ölü asker ve yaralı sayısının netleştirilemediğini bildirdi. 
HPG Basın İrtibat Merkezi (HPG BİM), Şemdinli'de devam eden çatışmalara ve gerçekleştirilen eylemlere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, devam eden devrimci hareket kapsamında 4 Ağustos günü saat 18.30 sıralarında Şemdinli'ye bağlı Garê karakoluna dönük ağır silahlar ile bir eylem gerçekleştirildiği bildirildi. Açıklamada, "gerçekleştirilen eylem sonucunda düşmanın ölü ve yaralılarının sayısı tarafımızdan netleştirilememiştir" denildi.
HPG-BİM'in açıklamasına göre, 3 Ağustos günü de  Van-Hakkari yolu üzerinde Gençlik köprüsü yakınlarında Şemdinli'deki operasyona takviye giden Türk ordu güçlerine ait bir konvoyu hedef aldı. Açıklamada eyleme ilişkin şu bilgiler verildi:
"Eylem sonucunda 1 akrep tipi zırhlı araç imha olurken, 1 akrep tipi tipi zırhlı araç ise darbelenmiştir. Müdahaleye gelen bomba uzman ekipleri ve askerlere yönelik olarak gerillalarımız tarafından bir eylem daha gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen her iki eylem sonucunda düşmanın 4 askeri öldürülürken 6 asker ise yaralanmıştır. Eylem ardından işgalci TC ordusu tarafından alanda başlatılan operasyon aynı gün geri çekilmiştir."
Açıklamada Türk ordusunun hava saldırıları hakkında da bilgi verildi. 4 Ağustos günü 12.00-14.00 saatleri, 5 Ağustos günü 00.00-03.00 saatleri arasında Şemdinli'ye bağlı Hacibeg suyu ve çevresine yönelik bir hava saldırısının gerçekleştiği kaydedildi.
4 Ağustos günü  04.00-05.00 saatleri arasında Şemdinli ile Gever ilçeleri arasında da hava hareketliliğinin yaşandığını aktaran HPG-BİM, "öğlen saatlerine kadar süren hareketliliğe yönelik olarak saat 13.00 sularında gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiş, gerçekleştirilen eylem sonucunda darbelenerek alev alan skorsky tipi helikopter alandan uzaklaştırılmıştır" dedi.
HPG-BİM, aynı gün 04.00-05.00 saatleri arasında yine Şemdinli'nin Oramar ve Şitaza hattında skorsky ve kobra tipi helikopterler tarafından da bir hareketliliğin yaşandığını, sonuç alamayan hareketliliğin ardından alana dönük havan ve obüs saldırısının gerçekleştiğini de duyurdu.

Polisin öldürdüğü Mazlum toprağa verildi

ADANA - Adana'da polisin attığı gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan ve dün yaşamını yitiren 11 yaşındaki Mazlum Akay binlerce kişi tarafından "Katil Erdoğan" sloganıyla son yolculuğuna uğurlandı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde süren ağırlaştırılmış tecridi protesto etmek için 29 Temmuz'da Adana'nın Yüreğir İlçesi Anadolu Mahallesi Çukurova Caddesi'nde bir araya gelen bir grup gence polisin müdahalesi sırasında polisin attığı gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan 11 yaşındaki Mazlum Akay, dün tedavi gördüğü Adana Devlet Hastanesi Beyin Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi'nde yaşamını yitirmişti. Otopsi işlemi için Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılan Akay'ın cenazesi işlemlerin ardından alındı. Akay'ın ailesinin yanı sıra BDP Adana İl Örgütü ve İHD Adana Şube yöneticilerinin bulunduğu kalabalık grup tarafından alınan cenaze Yüreğir İlçesi Anadolu Mahallesi 895 sokakta bulunan mescide getirilerek burada dini vecibeleri yerine getirildi. Mahallede esnaf kepenk açmazken, polis yoğun önlem aldı.
‘MÜNAFIK ERDOĞAN’ SLOGANLARI
Ardından Akay'ın tabutunu omuzlayan binlerce kişi "Bijî Serok Apo", "Şehîd namirin", "Katil Erdoğan", "İntikam intikam", "PKK halktır halk burada", "Kürdistan faşizme mezar olacak", "Münafık Erdoğan" ve "Ey şehîd riya te riya me ye" sloganları eşliğinde Çukurova Caddesi üzerinden kitlesel yürüyüşle BDP Yüreğir İlçe Binası önüne geldi. Burada bekleyen ve aralarında BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Akdeniz Belediye Başkanı Mehmet Fazıl Türk, BDP Adana ve Mersin il ve ilçe yöneticileri, İHD Adana ve Mersin Şube yöneticileri, MEYA-DER, TUHADER, KURDÎ-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistlerinin de bulunduğu kitle ile bir araya geldi. 
Ardından yüzlerce araçlık konvoyla Sarıçam İlçesi'nde bulunan Buruk Mezarlığı'na doğru kitle harekete geçti. Konvoyda kitle sık sık slogan atarak tepkilerini dile getirdi. Kozan Caddesi üzerinde bir grup konvoya taşlı saldırıda bulundu. Saldırıda araçlar hasar görürken 3 kişi de atılan taşlardan ve kırılan cam parçalarından yararlandı. 
BOZLAK: KATLİAMLARIN HESABI SORULMALI
Mezarlıkta bir araya gelen binlerce kişi sloganlar eşliğinde Mazlum Akay'ı toprağa verdi. Defin işlemi sonrasında özgürlük ve demokrasi mücadelesi adına kitle bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Saygı duruşu sonrası BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak kısa bir konuşma yaptı. Bozlak, "Geçmişte Tansu Çiller'in emriyle sokak ortasında öldürülerek faili meçhul denerek binlerce yurttaşımız öldürüldü. Şimdi ise faili meçhule gerek görülmeden sokak ortasında gençlerimiz ve çocuklarımız bizzat AKP eliyle öldürülüyor. En son 11 yaşında dinimize göre Allah nezdinde bile günahsız sayılan bir çocuğumuz sokak ortasında polisler tarafından katledilerek öldürüldü. Sözde eyleme katıldığı söylenen küçük Mazlum yoldaşımız eylemde olmadığı halde eylem yerinde değil de sokak ortasında polisin hedef alarak attığı gaz bombası sonucunda hayatını kaybetmiştir. Bizim gözümüzde bunu yapan polis memuru bir katildir. Şimdi Emniyet Müdürlüğü'ne, Valiliğe, İçişleri Bakanlığı'na özellikle de Başbakan'a soruyorum: Mazlum'un katili kim? Emniyet mi? Polis mi? İçişleri Bakanlığı mı? Yoksa emir veren Başbakan mı? Tüm Kürt halkı bulunduğu her alanda güçlerini birleştirerek bu katliamların hesabını sormalıdır" dedi.
KÜRKÇÜ: ER YADA GEÇ HESABINI VERECEKLER
Bozlak'ın konuşması ardından BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü kısa bir konuşma yaptı. Katliamların emrini verenin AKP hükümeti olduğunu söyleyen Kürkçü, hayatını kaybeden bütün gençler için üzüntüsünü belirtti. Kürkçü, "Polis memurlarına bu yetkiyi ve cesareti veren İçişleri siyasetine soruyorum. Bu katliamın, bu cinayetin faturasını kim verecek. Henüz 11 yaşında adı gibi Mazlum olan yoldaşımız sırf küçük bir Kürt çocuğu olduğu için bu katliama maruz kalmıştır. Mazlum'un ve bu uğurda canını vermiş tüm Kürdistan halkının ölümlerinin faturasının sorumluları er ya da geç hesap verecektir" dedi. 
Son olarak söz alan Mazlum Akay'ın babası Mustafa Akay, cenazeye katılan herkese teşekkür ederek, "oğlunun tüm Kürdistan halkının çocuğu olduğunu" belirterek, "Tüm Kürdistan halkının başı sağ olsun" dedi. Cenaze töreni ardından mezarlıktan konvoy halinde ayrılan kitle Akay'ın taziye çadırının kurulduğu Anadolu Mahallesi'ne geldi. 

HPG: Çukurca'da 100'den fazla asker öldü


BEHDİNAN -HPG, Hakkari’nin Çukurca ilçesinde gerillaların 19 ayrı noktada karakollar ve askeri üslere dün gece düzenlenen ‘devrimci operasyon’da 100’den fazla askerin öldüğünü bildirdi. 9 Korucunun da gerillalar tarafından esir alındığı bildirilirken, çatışmalarda 7 gerillanın da yaşamını yitirdiği açıklandı.
 HPG Basın-İrtibat Merkezi (HPG-BİM) Hakkari’nin Çukurca ilçesinde dün akşam Türk ordusuna ait karakol ve askeri mevzilere yönelik gerillalar tarafından düzenlenen baskın ve yaşanan çatışmalar hakkında açıklamada bulundu.
‘DEVRİMCİ OPERASYONUN İLK AŞAMASI BAŞARIYLA TAMAMLANDI’
Açıklamada, gerçekleştirilen baskınların ‘devrimci bir operasyon’ olduğu, operasyonun birinci aşamasının başarıyla tamamlandığı belirtilerek şöyle dendi: “4 Ağustos günü saat 22.45 sularında Hakkari’nin Çelê ilçesinde bulunan 19 ayrı noktada karakollara ve askeri üslere yönelik olarak gerillalarımız tarafından Şehit Arjin Garzan - Leyla Altan ve Şehit Mahir Başkale - Haşim Kaya adına devrimci bir operasyon gerçekleştirilmiştir. Bir yıla aşkın Önderliğimiz üzerinde sürdürülen tecrit, 24 Mart tarihinde Bitlis- Şirvan kırsalında Ş. Arjin Garzan arkadaşın komutasındaki 15 kadın arkadaşın şahadetine ve geçtiğimiz kış Erzurum eyaletinde yaşanan şahadetlere karşılık yapılan devrimci operasyonumuz,  birinci aşamasını başarıyla tamamlamıştır.”
'GEÇİMLİ KARAKOLU 40 DAKİKADA ELE GEÇİRİLDİ'
HPG-BİM açıklamanın devamında, gerçekleştirilen ‘devrimci operasyon’ hakkında bilgi verdi. Buna göre toplam 170 asker ve 1 takım korucunun bulunduğu Rındıkê (Geçimli) Karakolu ve tepelerine yönelik olarak gerçekleştirilen saldırı sonucunda karakol ve güvenliğini sağlayan 2 tepe  40 dakika içerisinde gerillalar tarafından ele geçirildi. Karakola ait nizamiye ve binalar gerillalar tarafından aramadan geçirilerek bunun sonucunda çok sayıda askeri malzeme ve 20’yi aşkın silahın ele geçirildiği ifade edilen açıklamada,  “Burada 70 düşman askerinin öldürüldüğü tespit edilmiş,  onlarca asker ise yaralanmıştır. Ayrıca 5 panzer ve 1 kirpi tipi araç ise imha edilmiştir” denildi.
Karakolda bulunan 9 korucunun da gerillalar tarafından esir alındığı ifade edilen açıklamada,  devam eden çatışmalar göz önünde bulundurularak söz konusu korucuların daha sonra serbest bırakıldığı kaydedildi.
Karakola yapılan baskın ardından olası müdahaleye karşı iki ayrı noktada denetime alınan Hakkari-Çukurca yolunda gerillaların ayrıca gelen araçları da durdurarak gerçekleştirdikleri ‘devrimci operasyon’ hakkında halkı bilgilendirdikleri belirtildi.
'EYLEMLERDE 100 ASKER ÖLDÜ, 20 SİLAHA EL KONULDU'
 Bu sırada Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Geman karakolundan müdahaleye gelen askeri konvoyun  gerilla güçleri tarafından ‘etkili bir şekilde’ vurulduğu kaydedilen açıklamada, “Bunun sonucunda bir panzer imha edilmiş, 1 panzer ise darbelenmiş ve müdahaleye gelen bu konvoy püskürtülmüştür” dendi.
HPG-BİM aynı ‘devrimci operasyon’ kapsamında ‘Çelê Tugay Merkezi, Serê Sêvê (Işıklı) Taburu, Êrîş (Çayırlı) Taburu, Bilican (Kavuşak) Alayı, Girê Tepesi ve 49 numaralı karakolun da gerillalar tarafından hedeflenerek vurulduğu aktardı. Buradaki eylemlere ilişkin ise şu bilgiler verildi:
“Yine aynı kapsamda Karataş karakolu ve güvenliğini tutan 2 tepesi de hedeflenmiştir. Burada da  bir bina etkili vurulma sonucu alev almış, içinde Havan Topunun bulunduğu bir mevzi imha edilmiş, çok sayıda düşman mevzisi ise darbelenmiştir.
HPG alanda çatışmaların devam ettiğini ve gerçekleşen tüm eylemlerde toplam 100'den fazla askerin öldüğünü, 100'e yakın askerin de yaralandığını kaydetti.. Açıklamada, "Ayrıca bu eylemlerde düşmana ait en az 20 silaha ise gerillalarımız tarafından el konulmuştur" denildi.
7 GERİLLA YAŞAMINI YİTİRDİ
HPG-BİM devamla, halen devam eden ve denetimin gerillaların elinde bulunduğu operasyon alanında yaşanan çatışmalarda 7 gerillanın da yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Türk ordusunun savaş uçakları, havan ve obüs saldırıları dışında müdahalede bulunamadığı kaydedilen açıklamada, “Alanda devam eden devrimci operasyon hakkındaki gelişmeler, detaylar halkımız ve kamuoyu ile paylaşılmaya devam edilecek ve şehit düşen gerillalarımızın sicil bilgileri daha sonra açıklanacaktır” dendi.

Çukurca'da YJA Star gerillalarından eylem


Behdinan - Ekin Ada - YJA Star gerillaları, Hakkari'nin Çukurca ilçesinde bulunan Serê Sevê taburuna dönük eylem yaptı. Eylemde 1 asker öldü,  eylem ardından Türk ordusunun gerçekleştirdiği top saldırısı sonucu alanda yangın başladı.
YJA Star Basın Merkezi Tarafından yapılan açıklamaya göre, 3 Ağustos günü saat 14.00'da Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Serê Sevê Taburu'nun Girê Orta Tepesine yönelik bir eylem gerçekleşti. Açıklamada gerçekleşen eylem sonucunda 1 askerin öldürüldüğü ve 1 adet A-4 silahının da tahrip edildiği belirtilirken, Türk ordu güçleri tarafından eylem bölgesine yönelik havan ve obüs toplarıyla bir saldırının gerçekleştiği ifade edildi. Gerçekleşen top saldırısı sonucu alanda başlayan yangının halen devam ettiği belirtiliyor.

Barış Anneleri çatışma bölgesinden ayrıldı


HAKKARİ -Geçimli Köyü'ndeki askeri karakola düzenlenen baskın ardından bölgeye giderken çatışma ortasında kalan Barış Anneleri Van’a doğru yola çıkarken, baskında yaşamını yitiren gerillaların cenazeleri karakola getirildi.  
Hakkari'nin Çukurca İlçesi'ne gitmek isteyen Van Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistleri ilçeye bağlı Taşbaşı ile Olgunlar köyleri arasında çatışma ortasında kalmıştı. Piraşînê Köprüsü mevkiinde çıkan çatışmanın ortasında bir süre kalan Barış Anneleri ortalığın biraz sakinleşmesi ardından Van’a doğru yola çıktı. Barış Annelerinin önümüzdeki saatlerde Van’a ulaşmaları bekleniyor. 
YAŞAMINI YİTİREN GERİLLALARIN CENAZELERİ KARAKOLA GETİRİLDİ
Bu arada, Geçimli Jandarma Karakolu'na HPG gerillaları tarafından düzenlenen ve çok sayıda askerin öldüğü ve yaralandığı baskın sonrası çıkan çatışmada 14 gerillanın yaşamını yitirdiği ileri sürüldü. Geçimli Karakolu'na getirilen cenazelerin köylülere gösterildiği belirtildi. Gazetecilerin de karakol bahçesine götürülerek cenazelerin gösterildiği öğrenilirken, çekim ve görüntü almalarına izin verilmediği ifade edildi. 

CHP heyetinin çatışma bölgesine gitmesine izin verilmedi


Hakkari - Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde temaslarda bulanan CHP heyetinin çatışma bölgesine gitmelerine izin verilmedi.
Alınan bilgilere göre,  Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 23 Temmuz tarihinde başlayan operasyon ve çatışmaların ardından CHP heyeti Şemdinli ilçesine geldi.
Şemdinli'de yaşananları yerinde izlemek için aralarında İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Antep Milletvekili Mehmet Şeker ve Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner'in bulunduğu CHP heyeti Kaymakam Mesut Gençtürk'ü ziyaret etti. Heyet üyeleri daha sonra çatışmaların yaşandığı bölgeye gitmek isteyince, Kaymakam Gençtürk 'güvenlik' nedeniyle heyetin gidişine izin verilemeyeceğini söyledi.

Tüm renkler Rock-A Festivalinde buluştu


İZMİR- Türkiye'nin alternatif rock festivali Rock-A, üç günlük etkinlik programının ardından bugün akşam sona eriyor. Festival renkli görüntülere sahne olurken, çok sayıda grubun taleplerini içeren pankart ve dövizler festival alanını süsledi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir Kadın Meclisi üyeleri de, 'Kadınlar Barış İstiyor. Savaşa Hayır' pankartını sahnenin önüne astı.






Foça Kart Dere koyundaki Acar Kamping'te 3 Ağustos'ta başlayan festival bugün akşam sona erecek. Festivale Türkiye’nin dört bir yanından rockseverler akın etti. Foça’ya gelerek üç gün boyunca festival alanında konaklamak isteyen rockseverler, festival alanına binlerce çadır kurarak adeta bir çadır kent yarattı.
Festivalde sahne alan Rock sanatçıları büyük beğeni toplarken, festivalin bu yılki sloganı olan, 'Benim Enerjim Bana Yeter' mesajı sık sık anons edildi.
Foça'da 6 yıldır gönüllüler tarafından organize edilen ve 'dayanışmanın festivali' olarak nitelendirilen organizasyon da katılımcılar denizin, güneşin ve müziğin tadını çıkarttı. Festivalin geleneği olan çalışma ve paylaşım atölyelerindeki sosyal etkinliklerde de katılımcılar bir birini tanıma fırsatı buldu.
HDK İzmir Kadın Meclisi de, sahnenin önüne astığı, "Kadınlar Barış İstiyor. Savaşa Hayır" pankartıyla bölgede yürütülen savaşa dikkat çekti.

Clinton, Suriye’yi görüşmek üzere Türkiye’ye gelecek


LİLONGVE -ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye konusunda görüşmelerde bulunmak üzere 11 Ağustos Cumartesi günü Türkiye'ye ziyarette bulunacak
Clinton'un Afrika gezisine eşlik eden Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Clinton'ın, Türk Hükümeti yetkilileriyle Suriye meselesi ve gündeme ilişkin diğer konular hakkında ikili görüşmeler yapmak için İstanbul'a gideceğini belirtti. 
Sözcü, Clinton'ın İstanbul'a
 gelmeden önce, 10 Ağustos'ta bitireceği Afrikatemaslarına Nijerya ve Benin'i de eklediğini kaydetti.

Gerilladan Bilgili Karakolu'na ikinci baskın


Siirt - Siirt'in Eruh ilçesinde üç gün önce baskına uğrayan Bilgili Jandarma Karakolu'na gerillalar dün akşam yeniden baskın düzenledi.
Alınan bilgilere göre, Çırav ve Herekol dağı eteklerinde bulunan Bilgili Jandarma Karakolu'na dün akşam HPG gerillaları tarafından ağır silahlarla eylem gerçekleştirildi. Askerlerin de karşılık verdiği çatışma sabah saatlerine kadar devam ederken, çatışmada ölen yada yaralanan olup olmadığı konusunda bilgi alınamadı.
HPG gerillaları Bilgili Jandarma Karakolu'nda 2 Ağustos günü akşam saatlerinde baskın düzenlemiş, resmi açıklamalara göre baskında bir asker ölürken, 13 asker de yaralanmıştı. HPG Basın İrtibat Merkezi (HPG-BİM) baskında onlarca askerin öldüğü yada yaralandığını açıklarken, baskınla ilgili detaylı bilgileri daha sonra açıklayacağını duyurmuştu. 

Gerillalar gözaltına aldıkları 3 korucuyu serbest bıraktı


Şırnak - Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde Gabar Dağı eteklerinde ava çıkan 3 korucu HPG gerillaları tarafından gözaltına alındı. Korucular bugün serbest bırakıldı.
Alınan bilgilere göre, Gabar dağı eteklerinde Akdizgin Köyü'nde koruculuk yapan ve isimleri öğrenilemeyen 3 kişi, ava giderken gerillalar tarafından dün gözaltına alındı. Gerillalar tarafından sorgulanan 3 korucu bugün serbest bırakıldı.

Çukurca’da şiddetli çatışma: Çok sayıda asker öldü


HAKKARİ -Hakkari'nin Çukurca İlçesi'ne gitmek isteyen Van Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ilçeye bağlı Taşbaşı ile Olgunlar köyleri arasında çatışmanın ortasında kaldı. Barış Anneleri aktivisti Şirin Abi, "Askeri konvoya birçok noktadan saldırı oldu. Yanımızda çok sayıda asker öldü. Bazı anneler baygınlık geçirdi. Bazı askerler kendilerini bizim arkamıza atarak kurtulmaya çalışıyor. Büyük bir çatışma yaşanıyor" dedi.
Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde HPG gerillalarının Geçimli Karakolu'na yönelik düzenlediği eylem sonrası gece boyunca devam eden çatışmadan sonra operasyona çıkan askerler ile gerillalar arasında ilçeye bağlı Taşbaşı ile Olgunlar köyleri arasında bulunan Piraşînê Köprüsü mevkiinde çatışma çıktı. Çatışmada çok sayıda askerin öldüğü gelen bilgiler arasında. Çatışma bölgesine gitmek isteyen Van Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ise çatışma ortasında kaldı.
 
Çatışma sırasında bazı Barış Anneleri'nin baygınlık geçirdiği belirtilirken, annelerin çatışma bölgesinde bir kayalığın altına sığınarak kurşunlardan korunmaya çalıştıkları öğrenildi. Telefonla DİHA'nın ulaştığı ve çatışma ortasında kalan Barış Anneleri İnisiyatifi aktivisti Şirin Abi yaşananları şöyle anlattı. "Biz Anneler olarak çatışma bölgesine gitmek istiyorduk. Fakat bir anda kendimizi çatışmanın ortasında bulduk. Askeri konvoya birçok noktadan saldırı oldu. Yanımızda çok sayıda asker öldü. Yer kan gölüydü. O askerlerin cenazelerini görünce yüreğim yandı. Bazı anneler manzara karşısında baygınlık geçirdi. Bazı askerler kendilerini bizim arkamıza atarak kurtulmaya çalışıyor. Büyük bir çatışma yaşanıyor. Her yerden mermiler geliyor. Biz de ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bazı annelerimiz baygınlık geçirmiş durumda."
 
Şiddetli çatışmanın devam ettiği bildirildi.

Çukurca dağları hava ve karadan bombalanıyor


HAKKARİ -Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde karakollara eş zamanlı yapılan baskınlardan sonra başlayan çatışmalar yer yer devam ederken, Kato Dağı başta olmak üzere Çukurca'nın dağlık kesimleri karadan ve havadan bombalanıyor.
Hakkari-Çukurca karayolu üzerinde bulunan Geçimli Karakolu ile Çukurca Karataş Karakolu başta olmak üzere 3 noktaya HPG gerillaları tarafından dün gece düzenlenen eş zamanlı baskınlar ardında bölgedeki askeri hareketlilik sürüyor. Resmi kaynaklara göre 6 asker ve 2 korucunun öldüğü baskınlar sonrası bölgeye gönderilen savaş uçakları ile helikopterlerle dağlık alanlar bombalanırken, Geçimli Köyü'nde bulunan seyyar askeri birliklerden de Kato Dağı çevresine obüs topu atışları yapılmaya başlandı.
 
Bölgeye giden helikopterlerle ölü ve yaralıların Hakkari Fatih Kışlası'na taşındığı ve burada bekleyen ambulanslarla Askeri Hastane'ye sevk edildikleri bildirildi. Çatışmaların yaşandığı Hakkari-Çukurca karayolu üzerindeki Geçimli Köyü'ne 112 acil servise ait 4 ambulans da gönderildi.
 
Yerel kaynaklar, Karataş Jandarma Karakolu, 20. Sınır Jandarma Tugay'ına bağlı Darsinki Tepesi'ndeki askeri üs bölgesi ve Geçimli Jandarma Karakolu'na düzenlenen eylemlerde ölü ve yaralı asker sayısının çok daha fazla olduğunu söyledi. Özellikle Geçimli karakolunda onlarca askerin öldüğü ve yaralandığı bildirildi. DİHA’ya konuşan eylem esnasında karakolda bulunan bir korucu,  çok sayıda askerin öldüğü eylemde 15 askerin de yaralandığını söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen korucu, “Çatışma saatlerce şiddetli bir şekilde devam etti. Çatışma sırasında çok sayıda asker şoka girdi. Bunların bir bölümü halen kendilerine gelmiş değil ve hastanelerde tedavi altına alınmıştır. Köy karakoldan uzak olduğu için sivil yurttaşlar fazla etkilenmedi. Ama büyük bir panik yaşandı" dedi.

‘ AKP’deki Kürtler özgür yaşamın karşıtı olma konumundan çıkmalıdır’


Amed - Yaptığı toplantıda aldığı karar ve sonuçları açıklayan DTK Daimi Meclisi, AKP’nin tehditvari yaklaşımlarının, Türk ve Kürt halkı arasındaki birlikte yaşam duygularını da zayıflatacağını ifade etti. DTK, “Bu temelde AKP’de siyaset yapmanın dayanağı kalmadığı gibi burada siyaset yapan Kürtlerin istifa ederek halkının eşit, özgür yaşam istencinin karşıtı olma konumundan çıkmalıdır” dedi. Şemdinli’ye de dikkat çeken DTK, bölgede kimyasal silah kullanımından endişe duyduklarını belirtti.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Daimi Meclisi yaptığı toplantıda, aldığı karar ve sonuçları açıkladı. Tekçi, otoriter, katı merkeziyetçi yönetim ve sistemlerin yıkıldığı, halkların eşit ve özgürlük taleplerinin yükseldiği demokratikleşme sürecinin yaşadığı bir dönemden geçildiğine dikkat çeken DTK Daimi Meclisi açıklamasında, demokratik değişim ve dönüşümü yaşayan ülkelerde büyük gelişmeler yaşanırken, statükoculukta ısrar eden iktidar ve yönetimler ise kendilerini ve ülkelerini felakete sürüklediklerini vurguladı. Bunun en somut örneğinin Ortadoğu coğrafyası olduğunu ifade etti.
Irak Kürdistan’ından sonra Suriye Kürdistan’ında da Kürtlerin özyönetimini ilan etmesinin Türkiye, Irak, İran Kürtlerinde ve Kürt diasporasında büyük bir coşku ve heyecan yarattığı ifade edilen açıklamada, ulusal birliğini sağlama yolunda büyük mesafe kat eden Kürt halkının her bölgenin kazanımını kendi kazanımı, her yönelimi de kendine yönelim olarak gördüğü belirtildi.
“ Kendi ülkesinde ki Kürtlerin haklarını yok sayan AKP iktidarı başka ülkelerdeki Kürtlerin kazanımına da tahammül göstermemekte kırmızıçizgi olarak belirtmektedir” denilen açıklamada, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendi ülkesindeki Kürtlerin haklarını tanımadığı gibi Suriye’de ki Kürtlerin kazanımlarını da tehdit ettiği ve bu yaklaşımın düşmanca bir zihniyetin ifadesi olduğu belirtildi.
Açıklamada, Türkiye halklarının eşit, demokratik ve özgür yaşam talebine yanıt olmayan bir iktidarın bu ülkeyi geleceğe taşımasının da mümkün olmadığına işaret edilerek,  Kürt halkını hedefine koyan, eşit ve özgür olmasını istemeyen, kazanımlarına tahammül etmeyen bir siyasal partiye, Kürtlerin destek vermesi, yer almasının anlamsızlaştığını belirtti.
“Bu temelde AKP’de siyaset yapmanın dayanağı kalmadığı gibi burada siyaset yapan Kürtlerin istifa ederek halkının eşit özgür yaşam istencinin karşıtı olma konumundan çıkmalıdır” denilen açıklamada, Kürtlerin kazanımlarına tahammül etmeyen, tehdit eden AKP iktidarının saldırgan, maceracı politikalarla Türkiye’yi uçuruma götüreceği kaydedildi.
AKP’nin tehditvari yaklaşımlarının, Türk ve Kürt halkı arasındaki birlikte yaşam duygularını da zayıflatacağı ifade edilen açıklamada, “Kürtlerin kazanımlarından, özgürlüklerinden korkmamak, kaygı duymamak gerekir. Suriye Kürtlerinin özyönetim ilanı bağımsız bir devlet ilanı olmadığı gibi Suriye birliği içerisinde tüm halklarla birlikte evrensel demokratik haklarıyla, ortak vatanda, kardeşçe eşit ve özgürce yaşamanın ifadesidir” diye vurgulandı.
DTK, ŞEMDİNLİ’DE KİMYASAL SİLAH KULLANIMINDAN ENDİŞELİ
“AKP iktidarının basiretsizliğinden kaynaklı Türkiye içerde ve dışarıda sorunlu ülke haline gelmiştir” ifadesinin kullanıldığı açıklamada, İki haftaya yakın bir süredir savaş hali yaşanmasına rağmen Şemdinli’nin kara kutuya dönüştürülerek toplumun bilgisine kapalı hale getirildiğine işaret edildi. Ve “Sıkıyönetim uygulamalarını aratmayan, onlarca köyün boşaltıldığı, yolların kapatıldığı Şemdinli bölgesinde kimyasal silahların kullanım endişesini taşımaktayız” denildi.
Malatya’da Kürt Alevilere, Muğla’da Kürt esnafa, İstanbul’da Kürt işçilere yönelik linç saldırılarının AKP’nin politikaların sonucu olduğu ve iktidarın Suriye Kürtlerini hedef alan açıklamalardan sonra gelen bu saldırıların tesadüf olmadığı ifade edildi.
Kürt karşıtı politikaların, Türkiye’yi Ortadoğu ve dünya siyasetinde söz sahibi yapmayacağı belirtilen açıklamada, “Bu temelde operasyon el politikalardan vazgeçilerek, Kürt sorununun demokratik çözümünün etkili aktörlerinden biri olan sayın Öcalan üzerinde uygulanan insanlık dışı, antidemokratik tecrit ve izolasyon politikası, kaldırılmalı diyalog ve müzakere süreci yeniden başlatılmalıdır. Kürt sorununu çözmüş, Kürtlerle stratejik ortaklığı hedefleyen bir Türkiye Ortadoğu ve dünyanın en etkili ve en güçlü ülkesi konumuna gelecektir” denildi.
‘KÜRTLERİ YOK SAYMAK TÜRKİYE’YE KAYBETTİRECEKTİR’
Birlik ve beraberliklerini güçlendirerek kazanımlarına sahip çıkan Kürtlerin coşkusunu ve heyecanını büyüten Batı Kürdistan Kürtlerinin öz yönetimini selamlayan ve destekleyen DTK, “Kürt halkının kazanımları, birliği özgürlüğü, Ortadoğu’nun barışı, demokratikleşmesi ve özgürleşmesi demektir. Bu açıdan başta Türkiye olmak üzere tüm uluslararası kurumları Suriye Kürtlerinin öz yönetimini tanımalı ve desteklemelidir” dedi.
Kürtlerle ortak stratejik birlik kazandıracağının tarihsel gerçekliği olduğunu ifade eden açıklamada, “Kürtleri yok saymak, hedefine koymak, ötekileştirmek ise Türkiye’ ye kaybettirecektir” denildi.
DTK Daimi Meclisi, aldıkları kararları şöyle sıraladı:
“-Batı Kürdistan halkının Öz yönetimi olarak Demokratik Özerklik statüsünün kabulü için Türkiye başta olmak üzere AB, BM nezdinde ve uluslararası düzeyde tanınması için diplomatik çalışmalar yürütülmesine,
-Batı Kürdistan’ın halkı ile dayanışma amaçlı miting, şölen vb etkinlikler geliştirilmesine karar verilmiştir.
-Her Kürt siyasal yapılanması ve bireyi Kürt halkının çıkarlarını zedeleyen tutum ve davranışlardan uzak durmalıdır.”

DUYURU


Fırat Haber Ajansı (ANF) teknik arıza nedeniyle sabah erken saatlerden bu yana normal yayın akışına ara vermek zorunda kaldı.
ANF teknik servisi sorunun giderilmesine çalışmaktadır. Teknik servis sorunu önümüzdeki 3 saat içerisinde giderilmeye çalışılacağını bildirdi.
Bu süreç içerisinde ANF haberlerine, http://anfnuce.blogspot.nl, firatnews.ws, http://firat-news-agency.blogspot.comhttp://anfenglish.wordpress.com adresleri üzerinden ulaşılabilinir. 

Halep’te çatışmalar şiddetlendi



HABER MERKEZİ -Suriye’nin ikinci büyük kenti Halep’te çatışmalar şiddetlenirken, Suriye ordusunun kente yönelik büyük çaplı harekat hazırlığı içinde olduğu bildirildi.
Askeri kaynaklar 20 binden fazla askerin kent çevresinde konuşlandırıldığını söylerken, muhalifler gelişecek ‘güçlü saldırı’ karşısında hazırlık yaptıklarını kaydetti.
Suriye ordusu Halep’te muhalif güçlerin bulunduğu bölgeleri havadan bombalarken, bazı semtlerde de yoğun çatışmalar yaşanıyor. Hava bombardımanı devam ederken, Suriye ordusu aşamalı olarak kent çevresi ve bazı iç bölgelerine güç kaydırdı. Yönetim güçleri kentin güney ve doğu bölgelerinde konuşlanmış muhalif güçlerini bu bölgelerden çıkarmaya çalışıyor. Bu bölgelere güç kaydıran muhalifler ise savunma alanlarını tutmaya çalışıyorlar.
AFP’ye konuşan Özgür Suriye Ordusu Halep komutanlarından Abdul Cabar Oqaida, Selahaddin bölgesinin çatışmaların başladığı 20 Temmuzdan bu yana en yoğun bombardımana tanık olduğunu söyledi.
Suriye resmi haber ajansına konuşan bir hükümet güvenlik yetkilisi, Halep’te mevcut yaşananın bir hazırlık olduğunu, esas muharebenin henüz başlamadığını söyledi.
Öte yandan, hükümet yetkilileri, muhalif güçlerinin başkent Şam’ın güney Tadamon mahallesinden de çıkarılarak kentin tümden hükümet güçlerinin kontrolünde olduğunu söyledi. Özgür Suriye Ordusu ise semtten taktik geri çekilme yaptıklarını belirterek, bundan böyle bölgede vur-kaç taktiği uygulayacaklarını ileri sürdü.
Bu arada, dün muhalif güçlerce başkent Şam’da kaçırıldığı belirtilen 50’ye aşkın İranlı hacıdan her hangi bir haber alınamıyor. Hükümet güçleri olayı netleştirmeye çalıştıklarını belirtmekle yetindi. 

CHP heyeti top sesleri altında Şemdinli'de halkı dinliyor


Hakkari - Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 23 Temmuz tarihinde başlayan operasyon ve çatışmaların ardından CHP heyeti Şemdinli ilçesine geldi.

Şemdinli'de yaşananları yerinde izlemek için aralarında İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Antep Milletvekili Mehmet Şeker ve Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner'in bulunduğu CHP heyeti Şemdinli'ye geldi. Heyet üyeleri resmi yetkililerle ve halka görüşmelerine başladı. Heyetin ilçe merkezinde yaptığı görüşmeler sürerken, kırsal alanda yoğun top atışı seslerinin geldiği bildirildi.

Gizli tanık hayal, ceza gerçek


ERZURUM - RUKEN ADALI -Ağrı KCK Davası'nda "Ağrı Dağı" kod adlı gizli tanığın aslında var olmadığı Emniyet Müdürlüğü'nün mahkemeye gönderdiği bir yazı ile ortaya çıktı. Ancak, savcı, 29 Mayıs'ta gönderilen belgeye rağmen, 15 Haziran'da verdiği mütalaasında 3 kişi hakkında "örgüt üyeliği"nden ceza istedi. Savcının delili ise hayali gizli tanık "Ağrı Dağı"nın ifadesi. 9 Ağustos'ta Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşmada karar çıkabilir.

Ağrı'da gözaltına alınarak tutuklanan Yaşar Karakuş, Reyhan Çomak ve Sudan Güven, Aralık 2011 tarihinden bu yana tutuklu olarak yargılanıyor. 3. Yargı Paketi'nin ardından Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi, bölge terör mahkemesi yapılınca, dosya Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne alındı.

SAVCI ÜYELİKTEN CEZA İSTİYOR

Dava karar aşamasına geldi. 15 Haziran'da mütalaa veren savcı, 3 kişi için "örgüt üyeliği" suçlamasıyla ceza istiyor. Savcının gerekçesi ise iddianamenin de temelini oluşturan gizli tanık "Ağrı Dağı"nın ifadeleri.
 

İddianameye göre, Gizli tanık "Ağrı Dağı", Doğubayazıt Savcılığı'nda verdiği ifadesinde, "Ağrı Dağı'ndaki KCK yapılanması"nı anlattı. Demokratik çözüm çadırında PKK lideri Abdullah Öcalan'la yapılan görüşme notlarının okunduğunu, Roj Tv seyredildiğini, PKK ve demokratik özerklik hakkında bilgiler verildiğini öne sürdü. Ahmedi Xani Derneği'nde de 'örgütsel şarkılar' söylendiğini anlattı.

TANIK KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ: BÖYLE BİR TANIK YOK
 
 
Ancak, Erzurum Emniyet Müdürlüğü'nün mahkemeye 29 Mayıs 2015 tarihinde B.05.1.EGM.4.25.45970-(92000)/40 numarayla gönderdiği yazı, aslında "Ağrı Dağı" adında gizli tanığın olmadığını ortaya koydu. Tanık Koruma Şube Müdürlüğü tarafından gönderilen söz konusu yazıda, "Konu ile ilgili olarak yapılan araştırma neticesinde Şube Müdürlüğümüz kayıtlarında belirtilen kod isimde bir tanığın bulunmadığı anlaşılmıştır. Ağrı ili Tanık Koruma Büro Amirliği ile yapılan telefon görüşmesi neticesinde Tanık Koruma Programı kapsamında 'Ağrı Dağı' kod isminde herhangi bir kayıtlarının olmadığı bilgisi alınmıştır" denildi.

9 AĞUSTOS'TA KARAR ÇIKABİLİR

Ağrı Dağı'nın hayal olduğu 29 Mayıs tarihli yazıda ortaya çıkmasına rağmen savcının, 15 Haziran'daki mütaalasında sanıklar için hayali gizli tanığın ifadelerine atıfta bulunarak ceza istemesi dikkat çekiyor. Mahkeme heyeti ise, Ağrı Dağı'nın ifadelerinin dosyadan çıkartılması talebini, karar aşamasında değerlendireceğini belirtti.

9 Ağustos'ta Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşmada, kararın çıkması bekleniyor. Mahkeme heyetinin, savcının talebi karşısında nasıl bir tutum alacağı merak konusu.
 

'MÜVEKİLLERİM MAĞDUR EDİLDİ'

Davanın avukatlarından Müşir Deliduman, gizli tanığın olmadığı resmi belgelerle ortaya çıktıktan sonra bile savcının cezalandırma yönünde mütaala verdiğine dikkat çekerek, "Müvekkillerimizin özgürlük ve güvenlik hakları, adil yargılanma hakları ihlal edilmiş bulunmaktadır" dedi.

İddianamenin aslında fezlekeden dönüştürülen bir metin olduğunun altını çizen Av. Deliduman, şunları söyledi: "İddianamede 80 olaydan bahsediliyor. Müvekkilim Yaşar Karakuş'un bu olaylardan hiçbirinde adı geçmiyor. Telefon dinlemelerinde 2011 genel seçimleri için yapılan çalışmalar yer alıyor. Ayrıca bu TAPE'lerin de sağlıklı olmadığı kanaatindeyiz. 'Ağrı Dağı' gibi gizli tanık uyduran emniyet güçleri, TAPE'lerle de oynamış olabilirler. TAPE'ler ancak TİB'den getirildiğinde sağlıklı bir sonucu ulaşabiliriz. Devletin makamları delil üretilmelerine rağmen müvekkillerimin KCK ile bağlantısını gösterecek tek bir fotoğraf, tanık beyanı, sanıkların birbirleri aleyhine verdikleri beyan, görüntü, yazı, teknik takip gibi delil bulunmamaktadır. 9 aydır tutuklu bulunuyorlar. Polis tarafından uydurulan, hayali olduğu açığa çıkan gizli tanık beyanları çerçevesinde müvekkillerim mağdurdur, hakları ihlal edilmiştir. Bu da adil yargılanma ilkesini zedelemektedir."


Korucu: Geçimli karakolunda çok sayıda asker öldü



HAKKARİ -Hakkari merkeze bağlı Geçimli Jandarma Karakolu'na gerillalar tarafından düzenlenen ve ilk belirmelere göre 12 asker ile 2 korucunun öldüğü çatışma sırasında askerlerin şok geçirerek hala kendilerine gelemediği belirtildi. Görgü tanığı bir korucu, ölü ve yaralı sayısının çok daha fazla olduğunu söyledi.
Federal Kürdistan Bölgesi sınırında bulunan Hakkari'nin Çukurca İlçesi'ne 7 kilometre uzaklıkta bulunan Karataş Jandarma Karakolu, 20. Sınır Jandarma Tugay'ına bağlı Darsinki Tepesi'ndeki askeri üs bölgesi ve Hakkari Çukurca karayolunun 40. kilometresinde bulunan Geçimli Jandarma Karakolu'na saat 22.45 sıralarında HPG gerillaları tarafından eş zamanlı düzenlenen eylemler ardından başlayan çatışmalar yer yer devam ederken, Çukurca semalarında savaş uçakları ile helikopterler dolaşmaya başladı.
Eylem sonrası Geçimli Karakolu'na gönderilen yüzlerce askerin karakol bahçesindeki bekleyişi devam ederken, yerel kaynaklar çatışmada çok sayıda askerin öldüğünü dile getirdi.
Çatışma sırasında karakolda bulunan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir korucu Dicle Haber Ajansı (DİHA)'ya konuştu. Korucu, çatışma sırasında karakolda bulunan bir korucunun ve iki köylünün hafif yaralandığını bunların hastaneye dahi kaldırılmadığını belirterek, çok sayıda ölünün olduğunu 15 askerin ise yaralı olduğunu ve hastanelere kaldırıldığını dile getirdi. Korucu, "Çatışma saatlerce şiddetli bir şekilde devam etti. Çatışma sırasında çok sayıda asker şoka girdi. Bunların bir bölümü halen kendilerine gelmiş değil ve hastanelerde tedavi altına alınmıştır. Köy karakoldan uzak olduğu için sivil yurttaşlar fazla etkilenmedi. Ama büyük bir panik yaşandı" dedi. Aynı korucu çatışma sonrası karakola gönderilen yüzlerce askerin ise halen karakol bahçesinde bekletildiğini dile getirdi. 
Çatışma sonrası Hakkari ve Çukurca'da askeri hareketlilik devam ederken, Hakkari-Çukurca yolu ise ulaşıma kapatıldı.
 

Yemen’de intihar saldırısı: 30 ölü



SANA - Yemen’in güneyi Abyan eyaletinde bir köye düzenlenen bombalı intihar saldırısında 30’dan fazla kişinin öldüğü bildirildi.
Yetkililerin verdiği bilgiye göre, saldırı El Kaide bağlantılı örgütlere karşı oluşturulan milislerden birinin cenazesi sırasında meydana geldi. Cenaze töreni sırasında kalabalığın içerisine giren bir intihar eylemcisi üzerindeki bombayı patlatması sonucu en az 30 kişi öldü, onlarca kişi de yaralandı.
Saldırı, dün ABD’nin insansız hava aracıyla düzenlediği, 5 kişinin ölümüne yol açan saldırı ardından meydana geldi. Hadramawt eyaletinde bir aracın hedef alındığı saldırıda ölen 5 kişinin El kaide bağlantılı oldukları ileri sürüldü.
Yemenli yetkililer, cenaze törenine düzenlenen intihar saldırısının ABD insansız hava aracıyla düzenlenen saldırı ile bağlantılı olduğunu, El Kaide bağlantılı Ensar El Şeria örgütü militanları tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.
Yemen’in güneyinde yıllardır devlet güçleri ile Ensar El Şeria örgütü arasında çatışma yaşanıyor. ABD son 2 yıldır söz konusu bölgede insansız hava araçları ile saldırılar gerçekleştirmektedir. Saldırının yapıldığı Abyan eyaleti haziran ayında hükümet güçlerinin eline geçmişti.



Selahattin Demirtaş: Bu ölümlerin hesabını Başbakan vermeli


Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş Hakkari’de yaşanan çatışmalardan sonra yaptığı açıklamada ölümlerin hesabını Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vermesi gerektiğini söyledi.
Hakkari’de yaşanan çatışmaların ardından Nuce TV’ye yaptığı açıklamada savaşın artık çok farklı bir boyuta taşındığını belirten Demirtaş, 30 yıldan bu yana ilk defa 15 gündür kesintisiz bir şekilde bir bölgede savaşın yaşandığını söyledi. Ülkenin bir tarafında pembe tablolar çizilirken diğer tarafının Şam’dan Halep’ten farksız olduğunu kaydeden Demirtaş, bugünkü tabloda Başbakan ve sorunun savaşla çözülebileceğini düşünen herkesin payı olduğunu söyledi.
Genel seçimlerin ardından AKP’nin Kürt sorunu konusunda çalışan ekibinin kendisini dev aynasında görerek başlattıkları yeni konsepte değinen Demirtaş, bugün saplanılan bataklıta bunların payının olduğunu dile getirdi.
Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hakkari’de yaşanan ölümlerin hesabını vermesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, Türkiye halkından özür dilenmesi gerektiğini savundu.
Kürt sorununun çözümü konusunda hükümete çağrıda bulunan Demirtaş, son 30 yılda sorunun savaşla çözülemeyeceğini herkesin öğrendiğini ve 3 sene önce başlatılan müzakere sürecinin yenilenip Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve KCK’yle yeniden başlatılması gerektiğini ifade etti.

Hakkari’de karakollara gerilla baskını


Hakkari’nin Merkez ilçesine bağlı Geçimli ve Çukurca ilçesine bağlı Karataş karakolu ve hakim savunma tepeleri HPG gerillaları tarafından dün gece basıldı. Düzenlenen eylemde Türk kaynakları 10 asker ve 2 korucunun öldüğünü, 26 kişinin de yaralandığını bildirdi. Konuyla ilgili olarak HPG henüz bir açıklama yayınlamadı.
Hakkari dün son dönemlerin en hareketli gecelerinden birini yaşadı. HPG gerillaları Merkez ilçeye bağlı Geçimli ve Çukurca ilçesi kırsalındaki Karataş karakoluna baskın düzenledi.
Alınan ilk bilgilere göre HPG gerillaları gece saat 23 sıralarında Geçimli köyü karakoluna baskın düzenledi. Ağır silahların da kullanıldığı baskında Türk kaynaklarının verdiği bilgilere göre 10 asker ve 2 korucu öldü. Olayda 6’sı sivil olmak üzere 26 kişi de yaralandı. Yaralı askerlerin bazılarının durumlarının ağır olduğu bildiriliyor.
Yüksekovahaber sitesi baskında 6 askerin de HPG gerillaları tarafından esir alındığı iddia edildi.  
Aynı saatlerde gerillalar Çukurca ilçesi kırsalında bulunan Karataş karakolu ve hakim tepelerdeki savunma birliklerine yönelik olarak bir baskın daha düzenledi. Çatışma sonucunda karakol alev alırken burada da ölen ve yaralanan askerler olduğu bildiriliyor.
Çukurca kırsalında baskının ardından şiddetli çatışmalar yaşandığı ve helikopterler ve savaş uçaklarının araziyi rastgele bombaladığı bildirildi.
Türk kaynakları dört karakola saldırı düzenlendiğini yazarken henüz Karataş ve Geçimli karakolları dışında hangi noktaların baskına uğradığı konusunda bir bilgi verilmedi.
Çatışmaların ardından Türk özel timlerinin Hakkari-Çukurca karayolunu trafiğe kapattığı da bildiriliyor. 

Geçimli'de 6 asker kaçırıldı iddiası

Hakkari Merkez ilçeye bağlı Geçimli köyündeki karakola karşı HPG gerillaları tarafından düzenlenen baskında 6 Türk askerinin HPG tarafından kaçırıldığı iddia edildi.
YüksekovaHaber sitesinin haberine göre Geçimli'de 8 asker öldü, 6 asker ise HPG gerillaları tarafından kaçırıldı.
Askerlerin alıkonulduğu iddiası henüz HPG kaynakları tarafından doğrulanmadı.

Hakkari Valisi sonunda konuştu


Hakkari Valiliği dün gece HPG gerillaları tarafından gerçekleştirilen Geçimli karakolu baskınında 6 asker ve 2 köy korucusunun öldüğünü duyurdu.
Vali Orhan Alimoğlu yaptığı açıklamada Geçimli köyündeki karakola yönelik baskında 6 asker ve 2 köy korucusunun öldüğünü 15 askerin de yaralandığını söyledi.
Alimoğlu Çukurca’daki baskınlara ilişkin ise herhangi bir bilgi vermedi. 

Hakkari’deki baskında bilanço yükseliyor


Hakkari’nin Merkez ve Çukurca ilçelerinde HPG gerillaları tarafından gerçekleştirilen baskınlarda en az 10 asker ve 2 korucunun öldüğü, 6’sı sivil 26 kişinin de yaralandığı bildirildi. 

Hakkari-Çukurca karayolu trafiğe kapatıldı

Hakkari'nin Çukurca ilçesinde yaşanan çatışmanın ardından Hakkari-Çukurca karayolunun tamamen trafiğe kapatıldığı bildirildi.
Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre en az 8 askerin öldüğü baskınların ardından özel timler hem Çukurca hem de Hakkari merkezininin dışında bulunan Depin noktasından karayolunu tamamen trafiğe kapattı.
Yetkililer karayolunun güvenlik gerekçesiyle trafiğe kapatıldığını bildirirken basın mensuplarının Depin noktasındaki bekleyişlerinin sürdüğü bildirildi.

Hakkari söz konusu olunca devlet suskun


Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde iki haftadır yaşanan çatışmalar konusunda resmi bir açıklama yapmayan AKP hükümetinin hiçbir yetkilisi dün gece geç saatlerde Çukurca ve Merkez ilçe kırsalında yaşanan baskınlara ilişkin henüz bir açıklama yapmadı.
Türk medyasında Habertürk haricindeki tüm yayın organları askeri kayıplar konusunda rakam vermezken 2 korucunun hayatını kaybettiği yönündeki bilgiler servis edildi.
Habertürk ise sabah 06:00 sıralarında 8 Türk askerinin öldüğü ve 6’sı ağır olmak üzere 15’nin de yaralandığı bilgisini son dakika olarak duyurdu.

Hakkari'deki çatışmaların ardından yoğun bombardıman

HPG gerillalarının Hakkari'de gerçekleştirdikleri eylemin ardından çatışma alanlarının Türk ordusu tarafından yoğun bir şekilde bombalandığı ve Çukurca kırsalında çatışmaların halen sürdüğü bildirildi.
Yerel kaynaklar patlama seslerinin ilçe merkezinden de duyulduğunu ve Türk ordusuna ait uçakların da bombardımana katıldığını bildiriyor.

50 derece sıcaklıkta demircilik yapıyorlar


MELİHA GÜNDÜZ
Demircilik mesleğinin son ustaları, normalde 35 derecenin üzerinde seyreden hava sıcaklığı kızgın demirlerin ısısıyla 50 derecelerin üzerine çıkınca yanıbaşlarına koydukları vantilatörle serinlemeye çalışıyorlar.
Bir zamanların en hareketli iş yerlerinden olan demirci dükkânlarının son temsilcileri, teknolojinin yanısra aşırı sıcaklara karşı da mücadele ediyor.  Bir dönem başta tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar olmak üzere hemen hemen her iş dalının vazgeçilmezleri arasında olan sıcak demir ustaları, Silifke’de son demlerini yaşıyor.
TERMOMETRE ÖLÇEMİYOR
35 derecenin üzerinde seyreden hava sıcaklığı, esnafın tabiriyle işyerinde 70 dereceye kadar yükselirken, demircilerin tezgahında sıcaklığı ölçmek için yerleştirilen termometreler 50 dereceden sonra arızalanıyor.
Termometreleri bile bozan hava sıcaklığında ekmek parasını çıkarmaya çalışan Silifke’nin Saray Mahallesi'ndeki demircileri, gölgede bile insanların durmakta zorlandığı sıcaklığın neredeyse iki katı koşullarda çalıştıklarını söylüyorlar.
Demiri işlemek için günün büyük bir bölümünde ocaklarını söndüremeyen esnaf, sabah saatleri ve öğleden sonra havanın serinlediği saatlerde çalışıyorlar.
Kalma mesleği icra eden Rasim Çakır, demirciliği 45 yıldır devam ettirdiğini, bundan sonra da kendisiyle aynı adı taşıyan oğlunun devralacağını umuyor. Yazla birlikte aşırı sıcaklıklar yüzünden demircilik işinin çok zor şartlar altında yapıldığından yakınan Çakır, terlemedikleri anın olmadığını belirtiyor.
“MECBURİYETTEN BU İŞİ YAPIYORUZ”
Bir diğer demirci ustası Hasan Dönmez, aşırı sıcaklar altında demircilik yaptıklarını dile getirerek, bu işin çok zor yapıldığına dikkat çekiyor.  İşi mecburen yaptıklarını ifade eden Dönmez, okuttuğu altı çocuğu için mecburen bu koşullarda çalıştığını anlatıyor.  Çok terlemeden dolayı sürekli kilo kaybına uğradığına işaret eden Dönmez, sağlıksız bir işte çalıştıklarını belirtiyor.

Facebook ve Google dünyayı nasıl sansürlüyor?


PERWER YAŞ
BERLİN- Haftalık Alman 'Die Zeit' gazetesine göre internet dünyasını tekellerine alan Google ve Facebook, 'bilgi özürlüğü' adı altında dünyaya büyük bir sansür uyguluyor. Gazete, her iki internet devinin onay verdiği bilgileri servis ettiğini, dünya çapında cereyan eden birçok kritik olayı karşısında ise "üç maymunu" oynadığını yazdı.
2 bin yıl önce dönemin en büyük bilgi merkezi olan İskenderiye kütüphanesine çok az sayıda insan ulaşabiliyordu. 150 bin ciltlik el yazmasının bulunduğu kütüphane küle döndüğünde kimilerine göre dünya da hafızasını yitirdi. Şimdi ise bilgi çok güvenli ellerde ve ona ulaşmak için bilgisayarın başlama düğmesine basmak yeterli.
Peki ulaşması bu kadar olan bilgi ne kadar sağlam? Bilgi, elimizin altına ulaşana kadar hangi vakumlardan geçiyor? Almanya'nın önde gelen gazetelerinden haftalık Die Welt gazetesi işte bu soruların yanıtını bulmak için son sayısında internet dünyasını mercek altına aldı. "Facebook ve Google dünyaya nasıl sansür uyguluyor?" manşetiyle çıkan gazete, bu yeni sansür şeklinin ise kimsenin umurunda olmadığına dikkat çekti.
'DÜNYANIN YENİ ŞERİFLERİ'
Günümüzde dört Amerikan şirketi Apple, Facebook, Google ve Amazon'un internete hakim olduğunu yazan gazeteye göre bu şirketler "Dünyanın yeni şerifleri". Zira dünyadaki bilgi alış-verişinin yüzde 80'ni bu dört şirket üzerinden yürüyor. Ayrıca sanal dünyadaki zamanın yüzde 40'ı bu 4 şirketin sayfalarında geçiriliyor.
Fakat gazeteye göre bu şerifler 'bilgi özgürlüğü' adı altında kendi istedikleri bilgilere yer veriyor, kullanıcılarının dünyaya bakış açısını değiştirmeye çalışıyor. Bilgilerin sıkı şekilde filtrelendikten sonra kullanıcılara ulaştığını yazan Alman gazetesi, özellikle Google'yi baskıcı rejimlerle işbirliği yapmakla suçladı.
1 Milyar'a yakın üye sayısı olan 'sosyal iletişim ağı' Facebook'un ise kullanıcıların onayı olmadan bilgilerine ulaştığı ve bunun yasalara göre izinsiz girilen bir ev veya mahkeme karı olmadan yapılan 'tele kulak' kadar suç olduğunu yazan gazetenin değişik ülkelerden verdiği sansür uygulamalarından bazıları şunlar:
ÇİN: Yasaklı inanç hareketi Falun Gong kelimesinin geçtiği milyonlarca internet sayfası rejimin talebi doğrultusunda Google'de gizleniyor.
TAYLAND: Google'nin sahibi olduğu YouTube, Tayland kralına küfür içerikli videoları siliyor.
TÜRKİYE: Atatürk'ü eleştiren ve hakaret içerikli yüzlerce videoya bu ülkeden ulaşımı engelleniyor.
BREZİLYA: Google'nin sahibi olduğu sosyal paylaşım sitesi Orkut, siyasi aktivistlerin kullanıcı hesaplarını kapatıyor.
HİNDİSTAN: Google, hükümetin baskısı sonucu muhalif gösterilerde çekilen yüzlerce videoyu sildi.
ALMANYA: Mahkeme kararıyla Google, 898 blog ve formu kapatmak zorunda kaldı.
İTALYA: Polis, eski başbakan Berlusvoni'ye eleştirilerin yer aldığı bir videoyu silmesi için Google'ye baskı yaptı.
ABD: Polisin göstericilere karşı uyguladığı şiddeti içeren videoların silinmesi için polis birimleri Google'ye büyük baskı uyguluyor.
KANADA: Polis, bir Kanadalı vatandaşın pasaportuna işerken gösteren bir videonun silinmesini istedi. Ancak talep henüz Google tarafından kabul edilmedi.

Kuzey İngiltere'deki Kürtlerden Alevilere destek


İngiltere'nin kuzeyinde Nottingham şehrinde Kürtler Malatya'da Alevi Kürtlere yönelik saldırıyı kınama amaçlı bir protesto eylemi gerçekleştirdi.
Notthingham Market’te gerçekleştirilen etkinliğe 150 kadar Kürt katıldı. Etkinliğe katılanlar 'Şafiyim bugün Aleviyim', 'Ezidiyim bugün Aleviyim', 'Hanefiyim bugün Aleviyim', 'Hıristiyanın bugün Aleviyim' 'Hepimiz bugün Aleviyiz', 'Hepimiz bugün Kürdüz' yazılı dövizlerle Alevi halkının yanında olduklarını gösterdiler. Okunan basın açıklamasında Malatya’nın Doğanşehir ilçesi, Sürgü Beldesinde  yaşayan  Kürt Alevi ailelerine yönelik linç girişimini nefretle kınadı.
Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi: ‘Bu  olayın münferit değil planlı olduğunun, devlet kurum ve kuruluşlarından bağımsız olmadığının bilincindeyiz. Kürt Halkına yönelik imha konsepti devam etmektedir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 14 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altındadır, 1 yılı aşkındır hiç kimseyle görüştürülmüyor. Akibetini kimsebilmemektedir.Aralarında milletvekilleri, belediye başkanları,avukatlar, yazar, gazeteci, entellektüel, insan hakları savunucularının da olduğu 8000’in üzerinde Kürt activist KCK operasyonları kapsamında tutukludur. Devlet eliyle Roboski katliamı gerçekleştirilmiş, Pozantı’da Kürt çocukları tecavüze uğramıştır, devletin polisi Amed’de direct milletvekillerini hedef alarak halka saldırmışlardır.
Alevi halkımıza yönelik bu saldırıda bu konseptin bir parçasıdır. İktidar partisi AKP Belediye başkanı ve valisinin olay karşısında mağdur aileler hakkında yaptığı açıklamayı, tutum ve davranışlarını şiddetle kınıyoruz.’
Basın açıklamasının ardından Nottingham Kürt inisiyatifi adına konuşma yapan Güler Koşar TC devletinin Kürt halkına yönelik yıllardır uyguladığı imha politikalarını günden güne derinleştirdiğini, halkları ve dinleri biribirine kırdırma çabasında başarılı olamayacağını dile getirdi. Kolçak konuşmasında ‘Dersim halkını asimile etmek için kız çocuklarımızın ailelerinden koparılarak faşist subayların evlerine hizmetkar veya evlatlık olarak verildi, aydınlarımız sanatçılarımız diri diri yakıldı, davalarına sahip çıkmak isteyen herkes zindanlara atıldı, dağlarda gençlerimiz kimyassal silahkarla katledildi. Başaramadılar, bitiremediler.’ dedi.
Kürdistan’da ekilen barış tohumlarının şehitlerin kanlarıyla sulandığını, herbirinin binlerce fidana dönüştüğünü söyleyen Koçak konuşmasını ‘TC’nin isteği bizi ötekileştirmek, bu oyunlara gelmeyelim birbirimize hoşgörülü olalım. Kimliğimize, dilimize kültürümüze sahip çıkalım’ mesajı vererek bitirdi. İnisiyatifin diğer üyeleri de birlik mesajları verdiler. BBC East Midland televizyonun da  yayınında 5 dakikalık yer verdiği etkinlik saat 2'de sona erdi.

Hakkari'de gerilla eylemi: En az 8 asker öldü

Hakkari’nin Merkez ve Çukurca ilçeleri kırsalında HPG gerillalarının Türk ordusuna karşı gerçekleştirdiği eylemlerde ilk açıklamalara göre 8 asker öldü ve 2 köy korucusu öldü, 6'sı ağır olmak üzere 15 asker de yaralandı. 
Alınan bilgilere HPG gerillaları bu gece geç saatlerde Çukurca’daki Geçimli ve Merkez ilçesine bağlı Geçimli karakoluna baskın düzenledi. Her iki bölgede de şiddetli çatışmaların yaşandığı haber verildi. 
Yerel kaynaklar merkez ilçeye bağlı Geçimli Karakolu ve çevresindeki savunma tepeleri HPG gerillalarının saldırısına uğradığını ifade etti.  Gerillaların köyün içine kadar girdiği ve bazı korucuları alıkoyduğu bildirilirken köye hakim tepelerde ise yoğun çatışmaların yaşandığı belirtiliyor.
Çatışmanın ardından Hakkari’de yoğun bir ambülans trafiği yaşandı. Olayda en az 8 askerin öldüğü, 6'sı ağır olmak üzere 15 askerin de yaralandığı bildirildi. 
Çukurca ilçesinde ise Karataş karakolu ve çevresindeki savunma tepelerine yönelik eylemde ise HPG gerillalarının ağır silahlar kullandığı haber veriliyor. Görgü tanıkları karakol yakınlarında çok sayıda patlama meydana geldiğini ve karakolun çatısından alevler yükseldiğini haber veriyor.
Çatışmada kullanılan izli mermiler nedeniyle karakol çevresindeki tepelerde yangınlar çıktığı da ifade ediliyor.
Konuyla ilgili olarak HPG kaynaklarından ise henüz bir açıklama yapılmadı.