21 Ağustos 2012 Salı

Kadın tiyatro yazarları Stockholm’de buluştu

MURAT KUSEYRİ / STOCKHOLM - Üç yılda bir yapılan “Uluslararası Kadın Tiyatro Yazarları Konferansı” 51 ülkeden 260 tiyatro sanatçısı ve yazarı Stockholm’de bir araya getirdi. Konferansa katılan yazar ve sanatçılar arasında Türkiye’den Zeynep Kaçar ile Güney Kürdistan’dan Gaziza Omer Ali de bulunuyor.

Kadın tiyatro yazarlarını teşvik etmek, deney ve tecrübelerini paylaşmalarını sağlamak amacıyla yapılan konferansın bu yılki teması “Demokratik Sahne” olarak belirlendi. Ayaklanmaların yaşandığı Orta-Doğu ve Kuzey Afrika’daki gelişmeler ve halk hareketlerinin tiyatroya yansıması konferansın odağında yer alıyor. 

En çok ilgiyi çeken konferanslardan biri Mısırlı 26 yaşındaki genç yazar ve yönetmen Sondos Shabayek’in Tahrir Meydanındaki ayaklanmayı sahneye aktardığı “Tahrir Monoloğu” oldu. Kendisi de 18 gün Tahrir Meydanında sabahlayan yazar oyunun tamamen Tahrir’de direnenlerin anlatımlarından oluştuğunu, böylelikle umut, umutsuzluk, güç ve zayıflığı ile devrimin ruhunu sanatsal bir açıdan kitlelere yansıtmayı amaçladığını söylüyor.

ABD’de kadın kollektifinin oluşturduğu “Guerilla Girls on Tour”u oluşturan kadınlar toplumdaki ırkçılığı ve ayrımcılığı öne çıkarmak için kendi kişiliklerini maskeler takarak gizleyerek oyunlarını sergiliyorlar.

SANAT VE TİYATROYLA UĞRAŞAN KÜRT KADINLARI ARTTI

Bu yılın Mayıs ayında yapılan “Amed 1. Tiyatro Festivali”de en iyi kadın piyes yazarı ödülüne layık görülen Güney Kürdistan’lı yazar ve tiyatro sanatçısı Gazize Omar Ali Kürt tiyatrosunun içinde bulunduğu durumu ve Güney Kürdistan’daki sosyal ve siyasal gelişmeleri konu alan bir konferans verdi. 

Çocuk yaşlarda Tv serilerinde oynamaya başlayan ve Güney Kürdistan’ın ilk tiyatro sanatçılarından biri olan Ali toplumun kadinlara bakış ve yaklaşımınına eleştiriler yöneltti. Piyeslerinde kadınlar üzerindeki politik ve toplumsal baskılara karşı kadınların güçlü ve mücadeleci yanlarını öne çıkarmaya çalıştığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü.

“Gelenekler ve yasalar kadınların değil erkeklerden yana. Kadınlar özgür değil erkeğe bağımlı. Erkekler gelenek ve yasaları kadınları baskı altına tutmak ve boğun eğdirmek için bir silah olarak kullanıyor. Amacım bu baskılara karşı tiyatroyu kullanarak kadınları bilinçlendirmek ve özgürlüklerine kavuşmalarına katkıda bulunmak.” 

Konferansın bitiminden sonra görüştüğümüz Ali , Güney Kürdistan’da özerk yönetimin oluşmasından sonra kadınların erkek eğemen sistemine karşı çıkmaya başladıklarını, siyasal ve sosyal yaşam içerisinde yer almayı talep ettiklerini belirterek şunları söyledi: “Kadınlar kısmi başarılar elde ettiler. Şimdi bazı devlet dairelerinde kadınlar yönetici görevlere getirildi. Parlamento’da ve bakanlar kurulunda bir çok kadın yer alıyor. Kadınlar toplumsal yaşamda ve iş alanında da önemli ilerlemeler kaydettiler. Gazetecilik yapan, edebiyat, sanat ve tiyatroyla uğraşan kadınların sayıları arttı. Eksikliklerine rağmen Kürdistan’daki demokratik sistemin bu gelişmede rolü oldu. “

Batı Kürdistan’da Kürt halkının ayağa kalkmasını tüm Kürtler arasında bir heyecan yarattığını belirten Ali orada tıpkı Güney Kürdistan’daki gibi bir Kürt yönetimi oluşacağına olan inancını dile getirdi. Tüm Kürt aydın ve sanatçılarına Batı Kürdistan halkının mücadelesini desteklemeleri çağrısında bulundu. 

“MEDİNE” PİYESİ İLGİYLE KARŞILANDI

600 civarında yazar piyeslerinin Konferansta okunması için başvuruda bulundu. Uluslararası juri gönderilen piyeslerden 107’sinin okunmasını kararlaştırdı. Yazar ve Tiyatro Sanatçısı Zeynep Kaçar’ın kaleme aldığı “Medine” adlı oyun da okunacak piyesler arasında yer aldı. “Güney Tiyatrosu’nun Büyük Sahne’sinde İsveçli dört sanatçı Kaçar’ın kaleme aldığı “Medine” piyesini okudu. 

Piyesin okunmasından sonra sorularımızı cevaplayan Kaçar Cumhuriyetten önce kadınlar tarafından yazılan bir tiyatro oyunu olmadığını, 1970’lerde sosyalist hareketin ortaya çıkmasıyla birlikte Bigesu Erenus ve Adalet Ağaoğlu gibi çok az sayıda kadın feminist piyes yazarının ortaya çıktığını söyledi. Kaçar, 2008 yılından bu yana alternatif tiyatroların kadın yazarların yetişmesinde ciddi bir katkıda bulunduğu görüşünde. 

AKP İŞKENCE VE TECAVÜZÜ MEŞRULAŞTIRIYOR

AKP İktidarı döneminde kadına yönelik şiddetin arttığına dikkat çeken Kaçar kadın cinayetlerinin olağan hale geldiğini ve cinayeti işleyenlerin adeta onurlandırılmalarını tehlikeli bir gelişme olarak niteledi. Türkiye’de yılda 200 civarnda kadının öldürüldüğünü, bunun yasalarca haklı kılınmadığı halde söylemlerle meşrulaştırılmasını eleştirdi. İktidarın kadınlara bakış açısıyla kadınlara yönelik şiddetin artması arasında paralellikler olduğuna dikkat çeken Kaçar Başbakanın kadınlara üç çocuk doğurmalarını önermesinin kadınlari toplumsal yaşamın dışına bırakmak amacını taşıdığını vurgulayarak şunları söyledi. “Yapılan araştırmalar Türkiye’de 3 çocuk doğuran kadının çalışmasının mümkün olamadığını gösteriyor. Bu kadının sosyal yaşamdan kopması ve evde erkeğe bağımlı bir hale gelmesine yol açar. Bu “namus”, “ahlak” ve “kadının varlığı kocasına bağlıdır” gibi söylemlerle de destekleniyor. Siyasi iktidar kadının eğitimli ve özgür olmasını, iş yaşamı içerisinde yer almasını istemiyor. Böylelikle kadın kendi yaşamının öznesi olmaktan çıkıp başkasının nesnesine dönüşüyor. Nesne ise olan şey de vurulup, kırılıp, öldürülüp çöpe atılan bir şeydir.” 

Kaçar, Sedat Selim Ay’ın İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı görevine getirilmesine de tepkili. Siyasi iktidarın Ay’ı terfi ettirerek işkence ve tecavüzü meşrulaştırdığını söylüyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder