24 Ağustos 2012 Cuma

Şemdinli’de tarihi gerilla hakimiyeti

HAKKARİ - Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde HPG gerillalarının 23 Temmuz’da başlattığı “devrimci harekat” birinci ayını doldurdu. PKK tarihinde ilk kez bu kadar uzun süre ve bu kadar genişlikte alan hakimiyeti gerçekleşiyor. Yorumlar Kürt hareketinin hiçbir döneminde olmadığı kadar güçlendiği yönünde. 

Kış aylarında AKP rejiminin Kürt gerillasına karşı yürüttüğü bir kaç askeri operasyonun ardından ilan ettiği “erken zafer”, yaz ayları ile birlikte PKK, Kuzey Kürdistan sınırları içerisinde son 30 yılın en büyük alan hakimiyetini sağlamak için yeni bir eylem sürecine girdi. 

“Dördüncü Stratejik Dönem” olarak adlandırılan bu dönemde, gerillanın “Devrimci Halk Savaşı” kampsamındaki gerilla operasyonları karşısında Türk Devleti hiç olmadığı kadar zor günlerini yaşıyor. KCK Yürtme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, bu durumu “Gerillanın ordu ve devleti işlemez kılan bir düzeyi var. AKP hükümeti ve Türk ordusu çaresizdir. Devrimci Halk Savaşının serhildan ve gerilla ayakları yeni tarz ve taktikle sonuç alıcı bir biçimde gelişiyor” şeklinde ifade ediyor. 

ONLARCA KİLOMETRELİK ALAN BİR AYDIR GERİLLA DENETİMİNDE

Türk hükümeti çatışmaların boyutlarını ve asker kayıplarını gizlemeye devam ederken, Şemdinli’de geniş bir alan 23 Temmuz’dan beri, Çukurca’da 4 Ağustos’tan beri ve Hakkari merkeze bağlı bazı alanlar da 16 Ağustos’tan beri gerilla denetiminde bulunuyor. Şemdinli’deki denetim bir ayını doldurdu. PKK tarihinde bir ilki ifade ediyor. Gerillanın hakimiyet kurduğu alanlar, Şemdinli’ye bir iki kilometre mesafeden itibaren başlıyor. 

AKP rejimi de kendinden öncekiler gibi PKK’nin sınırötesinden saldırdığı gerekçesiyle sık sık Güney Kürdistan’a saldırılar düzenlerken, gerillanın onlarca kilometre sınır içlerinde denetim kurması hem bu gerekçeleri tümüyle ortadan kaldırdı, hem de Kürdistan’ı dört parçaya bölen yapay sınırları fiilen anlamsız kıldı. 

SINIRLAR FİİLEN KALDIRILDI

HPG komutanlarından Dr. Bahoz Erdal da, Türk sömürgeciliğinin dayattığı savaşa karşı direnişte olan Kürdistan gerillasının, yapay sınırları anlamsızlaştırdığını söylerken şu ifadeleri kullanıyor: “Aslında Kürdistan gerillası olarak 28 yıldır Kürdistan’ın dört parçasında hareket ediyor, her gün ve her yerde bu yapay sınırları pasaportsuz ve vizesiz geçiyoruz. Gerilla nezdinde bu sınırlar zaten meşruiyetini ve anlamını çoktan yitirmiştir. Şemzinan’da güçlerimizin geliştirdiği devrimci harekat da bu gerçeği daha belirgin ve görünür hale getirmiştir. Yine devrimci harekat, bu sınırların ne kadar yapay, dayanaksız ve geçersiz olduğunu bir kez daha göstermiştir. AKP Hükümeti'nin bu kadar askeri gücü, ağır silahı, teknik donanımı sınır bölgelerine yığması aynı zamanda sınırların artık anlamsızlaştığının ve meşruiyeti olmadığının da somut kanıtıdır.”

Türk ordusu, Hakkari’de gerillanın denetimindeki alanlara karadan giremiyor. Havadan düzenlediği operaysonlar ise şu ana kadar herhangi bir sonuç germedi. Gerilla aralıksız bir şekilde Hakkari ve Kürdistan’ın diğer parçalarında yol ve kimlik kontrolleri yapıyor, gözaltı ve tutuklamalarda bulunuyor. Bu durum Kürdistan’ın diğer bölgelerinde gerillanın arazi hakimiyetini gözler önüne sererken, ordunun ordunun da kışladan çıkamadığına işaret ediyor. 

ORDU KIŞLAYA MAHKUM EDİLDİ

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, Şemdinli’de yaşananın yeni bir tarz ve taktik olduğunu belirterek “Şemdinli bir uyarı, bu daha başlangıç, eğer bu uyarıdan doğru ders çıkarmazlarsa gerilla ve halkımızın daha neler yapmaya muktedir olduğunu göreceklerdir” diyor. 

Kalkan, ordunun mevcut durumunu şu sözlerle ifade ediyor: “Kırsalda ordu sınırlandırılmış, karakollardan çıkamaz hale getirilmiştir. Sadece Şemdinli değil, Geliyê Zap alanında, Zagros’ta Cilo ve Çarçela’nın birçok yerinde, Gostê’den Govendê’ye kadar gerilla hâkimiyeti mevcut. Türk ordusu oraya giremiyor. Gerilla birçok karakolu kuşatmış halde. Ya çekilecekler, ya teslim olacaklar. Bazı karakollar şu an o durumdalar.”

HPG komutanlarından Kemal Garzan da ordunun içinde bulunduğu durama ilişkin benzer bir açıklama yaparak, “Türk ordusu karakollara hapsoldu” diyor. 

SON ÇIRPINIŞLAR MI?

İronik bir şekilde, Türk yetkiler her “belini kırdık”, “bir daha doğrulamazlar”, “son çırpınışlar” dediklerinde, Kürt hareketi daha güçlü bir dönüş yapıyor. Hükümet bir yandan Kürt siyasal hareketine yönelik yoğun bir gözaltı ve tutuklama furyasını sürdürürmen, diğer yandan da gerillaya karşı uluslarası güçlerin desteğini alarak yürüttüğü savaşa rağmen, gerilla bugün daha güçlü bir pozisyonda, kendisi ise en zayıf dönemlerinden birini yaşıyor. Rejim içerde Kürtleri ezme ve susturma poliktikası iflas etmiş, dışarda komşularla sıfır politikası çökmüş ve Kürtler açısından tüm meşruiyetini yitirmiş durumda. 

ÖZ YÖNETİM OLUŞTURMA 

Peki Şemdinli’deki durum neyi ifade ediyor? Duran Kalkan şöyle yanıt veriyor: “Üçüncü stratejik dönemde zaman zaman siyasal çözümü geliştirmek için karşı tarafa darbe vurarak uyarıda bulunmak isteyen gerilla eylemleri oluyordu. Siyasi çözüm bulunmazsa, tehlikeli gelişmeler olur diye onları doğruya çekmeyi hedefliyordu. Şimdi bu hedef değişmiştir. Tekil gerilla eylemleri yok. Amaç sadece karşı tarafa darbe vurmak değil, demokratik özerklik çözümünü gerçekleştirmektir. Kürt halkının demokratik öz yönetimini inşa etmektir. Mevcut mücadele parça parça, dağ dağ, köy köy kasaba kasaba, mahalle mahalle çözüm üretiyor. Ciddi bir yönetim çekişmesi yaşanıyor şu anda. Şemdinli’de olan da bu, diğer yerlerde olan da bu... Bundan sonra da bu yönlü gelişmeler daha çok olacak.”

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ise şunları ekliyor: “Artık bu sürece bir biçimde dur diyen, cevap olmaya çalışan bir gerilla hamlesine ihtiyaç doğmuştur. Gerillanın 2012 yılı itibarıyla içine girmiş olduğu yeni bir mücadele tarzı ve aşaması söz konusudur. Bu yeni mücadele aşaması bir üst aşamadır. Yani gerillanın temel taktiği olan vur-kaç taktiğiyle birlikte, birçok yerde vurup orada mevzilenme, alan hakimiyetini geliştirme biçimindeki bir taktik süreç gündemdedir. Bu çerçevede şimdi Kürdistan’da yaşanan yoğun bir savaş durumu vardır.”

“Şu anda orada (Şemdinli’de) yaşanan olay, gerillanın sömürgeci baskıya ve zulme karşı bir devrimci operasyonudur” diyen Karayılan şunları ekliyor: “Şimdi sınırın 35 km içerisindeki Şemdinli’nin etrafında gerilla vardır. Böylece artık sınır ötesi sınır berisi de hikayeye dönüşmüştür. Zaten gerilla Şemdinli’nin yakın zeminlerinde mevzilenmiş durumdadır. Buna karşı Türk ordusunun gerillayı oradan sökme müdahaleleri şimdiye kadar bozguna uğramış durumdadır. Durum budur. Çokça bahsettikleri Goman Dağı Şemdinli şehir merkezinin üstündeki tepedir. Yani 1 km bilemedin 2 km mesafedeki bir yerdir. Dolayısıyla yine o civar tepelerde gerilla mevzilenmiş bulunmaktadır.”

HPG komutanlarından Garzan, gerilla mücadelesindeki yeni süreci şöyle ifade ediyor: “Bu devrimci bir hamledir. Bu harekât Şemzinan ile de sınırlı değil, civar bölgeleri de kapsıyor. Ayrıca tek düze bir eylem de değildir. Birliklerimiz otuz yıllık gerilla tecrübesiyle birçok eylem biçimini yaratıcı ve ustalıklı bir şekilde uyguluyor. Bu harekatta önemli bir husus da şu: bu yeni bir taktiktir. Gerilla daha önce de kapsamlı ve etkili eylemler gerçekleştirdi ancak bir- iki gün içinde üst bölgelerine geri dönüyordu. Ancak bugün Şemzinan’da yaşanan durum farklıdır."

GEDİKTEPE MAZİ OLDU

Gerillanın denetimi kurduğu alanlar arasındaki sembolik yerler de dikkat çekiyor. Gostê’nin doğusuna düşen Geniştepe, gerillanın Konserve tepesi olarak adlandırdığı Gediktepe ile Garê(Tekeli) taburunun savunma tepesi ve Şemdinli yakındaki Goman dağı gerilla denetiminde bulunuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve tutuklu eski genelkurmay başkanı İlker Başbuğ, Gediktepe’de çömelerek poz vermişlerdi. 

DEVLET FİİLEN KABUL EDİYOR, RESMEN SUSUYOR

Hükümet yetkilileri bölgenin gerilla denetiminde olduğu konusunda herhangi bir açıklama yapmazken, ordunun bölgeden çekilişi söylenmeyen bir doğruyu ifade ediyor. Nitekim, 9 Ağustos günü yıllardır kontrol yapılan Yüksekova-Şemdinli karayolundaki askeri yol kontrolleri ile Güzelkonak Jandarma Karakolu önündeki tüm kontroller kaldırıldı. 11 Ağustos günü Hakkari-Çukurca karayolu üzerinde bulunan ve korucuların kaldığı mevzi ve kontrol noktaları boşaltıldı. 17 Ağustos günü, aralarında BDP, DTK ve HDK’nin de bulunduğu siyasi parti ve organizasyonlardan oluşan bir heyet, Şemdinli’de incelemelerde bulunurken, gerilla kontrolüyle karşılaşmıştı. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kişanak, “Gittiğimiz hiçbir bölgede asker-devlet gücü yoktu” demişti. 

KALAN KARAKOLLAR DA GERİLLA GÖZETİMİNDE

Bu arada gerillanın hakimiyet alanı her geçen gün genişliyor. Birçok karakol 24 saat gerillanın kontrolü altında tutuluyor. Gerillanın ordu birliklerinin her hareketini takip altında tuttuğu belirtiliyor. Bu denetimden kaynaklı karakollar, ne lojistik ne de cephane ihtiyacını karşılayamıyor. Karakolların dışına çıkamayan Türk ordu birliklerinin sivilleri kullanarak erzak ve cephane ihtiyacını karşılamaya çalıştığı kaydediliyor. ANF’ye ulaşan görüntüler de karakolların gerillanın gözetiminde olduğunu gözler önüne sermişti. Gerillalar, yeni eylem süreciyle birlikte ağır kayıplar veren Türk ordu birliklerinin artık nizamiye ve nöbet kulübelerine cansız mankenleri yerleştirerek karakolların içine çekildiğini belirtiyor. 

ŞEMDİNLİ’DE DEVLET YÖNETİMİ ARTIK İŞLEMİYOR

Peki bu gerilla harekatı ne zamana kadar sürecek? Duran Kalkan, “Şemdinli’de devlet yönetimi artık işlemiyor, yoktur. Bu da; despotik, soykırımcı yönetimi yıpratmayı ve onun yerine halkın demokratik özyönetimini geliştirmeyi ifade eden bir devrim oluyor” şeklinde duruma izah getiriyor. 

Bu nasıl bir süreç olacak? Kalkan’ın bu konudaki ifadeleri şöyle: “Kuşkusuz içinde bulunduğumuz süreç bir çözüm sürecidir. Fakat geçmişte olduğu gibi siyasi çözüm süreci değil, askeri çözüm sürecidir. Biz iki yıl önce stratejik değişiklik yaptık. Artık mevcut AKP yönetimi devam ettikçe Kürt sorununun siyasi çözümünün gerçekleşemeyeceği kanaatine vardık. Dolayısıyla da AKP’yi siyasi yenilgiye uğratacak aktif bir mücadele konumuna geçtik, strateji değiştirdik. Devrimci halk savaşıyla AKP siyasetini yenilgiye uğratıp Kürt sorununun demokratik siyasal çözümünü böyle bir direniş temelinde gerçekleştirmeyi öngördük. Şimdi bu temelde mücadele ediyoruz. Bazıları diyor ki, PKK AKP’yi silahla yenilgiye uğratamaz, böyle diyenler avuçlarını yalasınlar. Onlar kendi niyetlerini gerçekmiş gibi ortaya koyuyor (…)Biz şimdi devrimci halk savaşı çizgisinde Kürt sorunun çözümünü gerçekleştirmek istiyoruz. Bunun mümkün olduğuna ve gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bir yıldır yürüttüğümüz mücadeleyle önemli bir sonuca ulaştığımızı görüyoruz. Çabamız, dikkatimiz, programımız, strateji ve taktiklerimiz bu yönlüdür (…)Devrimci halk savaşı çizgisinden; gerilla direnişinden serhildana, demokratik toplum örgütlülüğünden demokratik öz yönetiminin gerçekleşmesine kadar toplumun tüm kesimleri; gençleri, kadınları, emekçileri, yaşlıları, çocukları herkes hayatta olan ve yaşamak isteyen herkes bilinçlenip, örgütlenip birleşerek kendi demokratik öz yönetimini kurmalı.”

EN BÜYÜK KARAKOL BASKINLARI ŞIRNAK-HAKKARİ HATTINDA OLDU

Şemdinli’de yaşanan duruma son 30 yıllık PKK tarihinde rastlamak mümkün görünmüyor. Batılı süper güçlerin desteği ile Kürdistan’ı sömürgesi altında tutan devletlerin desteğine sahip NATO’nun ikinci büyük ordusuna karşı yürütülen bu savaşta, büyük karakol baskınları ve kuşatmalar yaşandı. Özellikle 1991-1992 yıllarında Şırnak-Hakkari hattında kapsamlı gerilla eylemleri yapıldı. En büyük karakakol baskınları ise yine Şemdinli-Hakkari hattında oldu. 1991’de Samanlı (Maon), 1992’de Bezêle, Ağustos 1992’de Helena, yine aynı yıl Rubarok operasyonları oldu. Gerilla kaynaklarına göre, Samanlı’da hiçbir kayıp verilmezken 7 asker esir alındı ve karakol tamamen ele geçirildi. Bezele’de gerilla 19 kayıp verdi ancak burada da karakol gerillanın denetimine geçti. Helena eylemine 200 gerilla katıldı, amaç Şırnak katliamının intikamını almaktı. Rubarok’ta (Derecik) üç karakol birden vuruldu. 

GÜNEY KÜRDİSTAN’DAKİ GERİLLA ALANLARI

Şemdinli’deki alan hakimiyeti Kürt özgürlük mücadelesi ve Kuzey Kürdistan açısından bir ilki ifade etse de, Güney Kürdsitan’ın önemli bir kesimi de uzun yıllardır gerilla denetiminde bulunuyor. Medya Savunma Alanları olarak adlandırılan gerilla denetimindeki bölgelere, yabancı güçlerin kalıcı olarak girişi şu ana kadar mümkün olmadı. Türk devletinin bölgeye yönelik askeri operasyonları da bu denetimi kıramadı.

Gerillanın denetimindeki Medya Savunma Alanları, yüzlerce kilometrelik dağlık bir hat üzerinde sekiz bölgeyi kapsıyor: Kandil, Xakurke, Xinere, Metina, Zap, Haftanin, Garê ve Zagros. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder