26 Ağustos 2012 Pazar

KJB'den topyekün direniş ve serhildan çağrısı

BEHDİNAN - Kürt Kadın Hareketi KJB, Türk devletinin Şemdinli'de yaşadığı yenilgiyi örtbas etmek için Kürt halkına dönük kara propagandanın başlatıldığına dikkat çekti. Gültan Kışanak ve Aysel Tuğluk'a dönük saldırıları da tasfiye planının kadın ayağı olarak nitelendirdi. Kürt halkına da topyekün direniş ve serhildan çağrısı yaptı.

KJB Koordinasyonu Şemdinli'de gerilla hakimiyetinin sağlanması ve Antep'teki bombalı saldırı ardından yaşanan gelişmelerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Kürt halkının kader tayin edici ve tarihsel sonuçları olacak bir dönemden geçtiği vurgulandı. "Kürt halkı, artık özgür bir yaşam dışında hiçbir yaşam seçeneğini kabul etmeyeceğini her gün alanlarda ifade etmektedir. Geçen dönem yürütülen direnişle büyük mücadele kazanımları elde edilmiştir, bu kazanımlar ve örgütlü halk gücümüz özgür bir yaşamın Kürdistan coğrafyasında kazanmasına büyük imkân tanımaktadır" denilen açıklamada, bundan korkan Türk devletinin her türlü yol ve yönteme başvurarak Kürt halkının direnişini bastırmak istediği ifade edildi. Devamla, "ancak halkımız Kürdistan sömürgeleştirildiğinden bugüne kadar hiçbir zaman bu saldırılara boyun eğmediği gibi bundan sonrada eğmeyecek, her alanda mücadelesini yükseltecektir. Bu, artık değiştirilemez bir gerçekliktir" denildi. 

'TÜRK DEVLETİ YENİLGİSİNİ GİZLEMEK İSTİYOR'

KJB Şemdinli'de gerillanın alan hakimiyeti ardından Türk devletinin yeni bir kara propagandaya başladığına dikkat çekti:

"Türk devleti en son Şemzinan merkezli gelişen şiddetli savaş durumunu manipüle etmek için her türlü kirli yöntemlere başvurmaktadır. Son dönemlerde faşist AKP devletinin tırmandırdığı özel savaş ve kara propaganda, HPG’nin başlattığı devrimci operasyonu ve bunun karşısında Türk ordusunun yaşadığı yenilgiyi ters yüz etmenin etkili bir yöntemi olarak devreye konulmuştur. Özünde bu yeni bir durum değildir. Türkiye’de özellikle Kürt özgürlük hareketi hamle yaptığı her dönemde bu tür yalan yanlış haberler ve kara propagandalar yapılarak gerçekler ters yüz edilmeye çalışılmaktadır. 20 Ağustos günü Antep’te bir patlama sonucu 9 kişi yaşamını yitirmiş ve çok sayıda insan yaralanmıştır. Faşist AKP devleti bu olayı hiç sorup soruşturmadan ilk andan itibaren PKK’nin yaptığını açıklamıştır. Bu açıklamalar üzerinden AKP’nin özel savaş medyası PKK’nin ve BDP’nin teşhirine başlamış, hedef göstermiştir. Türkiye’de belli bir kesim özel savaş dilini kullanarak sivil halka karşı geliştirilen bu katliamın gerçek failleri olarak AKP’nin savaş ve şiddet politikalarını ve politikalardan yararlanan rantçı-provakatif güç odaklarını yargılamak yerine PKK’ye saldırmaya başlamıştır."

'KÜRT HALKI İÇİN DEVLETİN MEŞRUİYETİ KALMADI'

"AKP devleti bu olayı bahane ederek Türkiye de ırkçı, etnik, ve mezhepsel faşist saldırıları geliştirmeye çalışmaktadır" denilen açıklamada, BDP'nin hedef gösterilerek çok bilinçli bir provokasyon ve linç politikası yürütüldüğü kaydedildi. Açıklama şöyle devam etti:

"Çok bilinçlice geliştirilen bu provokasyon ve linç politikaları ile birlikte Kürt halkının gözünde artık devletin hiçbir meşruiyeti de kalmamaktadır. Halkımızın artık sömürge ve inkâr düzeninin egemenliği altında yaşamaya tahammülü kalmamıştır. Bunu da adeta sürekli serhıldan halinde yaşayarak göstermektedir. Ancak mücadelemizin her geçen gün daha da büyümesini, daha geniş kitlesel çıkışlarla demokratik çözümü zorlamasını hazmedemeyen, kendi iktidarının devamını Kürt sorununun çözümsüzlüğünde gören AKP devleti yeni komplolarla halkımızın demokratik mücadelesini tasfiye etme peşindedir. Bir taraftan çözüm yönünde hiçbir adım atılmadığı halde Kürt sorununun çözümünde gelişme yaşanmış, yol kat edilmiş gibi gösterilerek halkımız ve Türkiye kamuoyu yanıltılmaya çalışılmakta diğer taraftan tasfiye ve katletme konsepti olduğu gibi devam ettirilmektedir. Hala devam eden askeri ve siyasi operasyonlar AKP devletinin Kürt halkının haklı mücadelesini ve onun örgütlü güçlerini tasfiye etme konusundaki niyetini açıkça ortaya koymaktadır."

'TUĞLUK VE KIŞANAK'A SALDIRI, KONSEPTİN KADIN AYAĞI'

KJB, tesadüf eseri HPG gerillalarının yol kontrolüne takılan BDP ve DTP'lilerin hedef alınmasına tepki gösterdi. Saldırıların özellikle kadın vekillere yöneltildiğine dikkat çekti. 

"Emek, demokrasi ve barış bloğunun milletvekillerine yönelik geliştirilen saldırılar tasfiye konseptinin boyutlarını net bir biçimde ortaya koymaktadır. Özellikle Gülten Kışanak ve Aysel Tuğluk’ a karşı geliştirilen linç girişimleri de bu tasfiye planının kadın ayağını bir kez daha açığa çıkarmaktadır. Örgütlü, mücadeleci kadından korkan AKP devleti her fırsatta kadına saldırmakta, tasfiye etmeye çalışmaktadır."

Yaşananları çıplak faşizmden başka bir şey değil sözleriyle nitelendiren KJB, "saldırılarla Kürt iradesinin tasfiyesine seyirci ve sessiz kalınması sağlanmak isteniyor. Ortaya çıkan bu tablo Kürt halkı üzerinde devam eden tasfiye konseptinin devamı ve yoğunlaşmış şeklidir "diyen KJB açıklaması şöyle devam etti:

"Şimdiye kadar direnişi ve tavrıyla imha ve tasfiye konseptinin sonuç almasını engelleyen halkımız ve Kürt kadını bu planı da boşa çıkaracaktır. Gerek dağlarda halkın meşru savunma gücü olarak savaşarak, gerek serhıldanlarda en önde direnerek özgürlük mücadelemize öncülük eden Kürt kadını ve gençliği mücadelemizin zafer aşaması olan bu dönemde de üzerine düşen tarihsel misyonu sahiplenecektir. Bu misyona ve tarihsel göreve sahip çıkmanın yolu ise saldırıların geliştiği her alanda saldırılara cevap vermekle mümkündür. Yasal siyaset alanının halkımıza kapatılmasına karşı verilecek en anlamlı cevap gerilla saflarına katılarak, yeryüzündeki hiçbir gücün yasaklamaya gücünün yetmeyeceği özgür Kürdistan dağlarında direnişi büyütmektir. Halkımızın iradesine, onuruna yapılan bu saldırıların yanı sıra Kürt analarının coplanmasına, yaşlı, çocuk demeden halkımıza sokak ortasına işkence edilmesine karşı da halkı savunmak, bu saldırılara cevap vermekte biz Kürt kadınının görevidir."

'TOPYEKÜN DİRENİŞ VE SERHİLDAN ÇAĞRISI'

KJB son olarak Kürt halkının serhildanları yükseltmesini istedi. Açıklamada şu çağrıda bulunuldu:

"Halkımıza açıkça ve gözü dönmüşçesine saldıran, yaşlı bir insanın üzerine dahi onlarca kişiyle saldıracak kadar zavallılaşan AKP polisinin Kürdistan’da rahatça dolaşması, yaşaması Kürt halkı olarak artık kabul edeceğimiz bir durum değildir. Ayrıca Kürt halkı serhıldanlarda kendi savunmasını en üst düzeyde yapıp, AKP polisinin üstüne yürümelidir. Dönem T.C sömürgeciliğini ve AKP devletini, polisini Kürdistan’dan silme dönemidir. Kürt halkı Kürdistan’da ırkçı-faşist AKP devletinin üstüne yürüyerek özgürlük çığlıkları içinde faşizmi boğmalıdır. Bu yönüyle Kürt halkının, kadının faşist Türk polisine yapacağı her türlü eylem meşrudur, haklı gerekçeleri vardır. Onurlu ve özgür bir gelecek yaratmanın yolu gelişen bu ırkçı saldırılara sesiz kalmayarak cevap vermektir. Bu temelde başta Kürt kadını olmak üzere bütün yurtsever Kürt gençlerini ve halkını nerde olursa olsun topyekün direnişe geçmeye ve Gever, Cizre, Koser ve Amed’te gelişecek olan serhıldanlara yediden yetmiş yediye herkesi bu haklı eylemlere katılmaya çağırıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder