20 Ağustos 2012 Pazartesi

'Kadın cinayetlerine kurban olmak istemiyorum'

HEZIL ROJDA /ANKARA - Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine her gün bir yenisi eklenirken, kadınların birçoğu maruz kaldıkları şiddet karşısında nelere başvuracağının bilincinde değil. 8 yıl önce evlendiği eşi tarafından tecavüze uğrayan ve ölümle tehdit edilen 22 yaşındaki S.A, gördüğü şiddete dayanamayarak eşinden ayrıldı. Kadın cinayetlerine kurban olmak istemediğini söyleyen S.A, kadın sığınma evine teslim edildi.

Evde, işte, sokakta yaşamın her alanında kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri hız kesmiyor. Türkiye’de en yaygın durumda olan aile içi şiddetten sadece kadınlar değil, çocuklar da zarar görüyor. Şiddete karşı mücadelede kadınların bilinçlenmesi ise çok önemli. Kadınların birçoğu ne yapacaklarını bilemediği için şiddete boyun eğiyor. Kadın cinayetlerinin birçoğu ise, maruz kaldığı şiddetten kaçan kadının bu defa ailenin psikolojik şiddetine maruz kalarak eve geri dönmesi ve 'adalet' sisteminin kadını korumaması sonucu gerçekleşiyor. 

ÖMÜRLÜK TUTSAK KOCASININ TECAVÜZÜNE UĞRADI

Erzurumlu bir ailenin çocuğu olan S. A, 13 yaşında aile şiddetinden kaçarak Emrah A. ile evlendi. Ancak şiddet burada da peşini bırakmadı, 8 yıl süren evliliği S.A'nın yaşamını kabusa çevirdi. Eşi tarafından tecavüze uğrayan, ömürlük bir tutsak gibi eve kapatılan 22 yaşındaki S.A'nın biri 6, diğeri 3 yaşında iki çocuğu var. Yıllarca ailelerin araya girmesi ile iki çocuğu için maruz kaldığı şiddete boyun eğen genç kadın, son olarak 18 Ağustos günü maruz kaldığı şiddet ve ölüm tehdidi karşısında evden kaçtı.

Ramazan Bayramı arifesinde balkonda esrar yetiştiren kocasının istediği toprağı getirmediği için eşi tarafından şiddete maruz kalan, ölümle tehdit edilen ve kocasının elinden kurtularak kaçan S.A, sokakta rastladığı polis ekipleri tarafından Akdere Polis Merkezi’ne getirildi. Ancak polislerin ilgisizliği karşısında karakoldan ayrıldı, sokaktan geçen bir kadından yardım istedi.

'MÜNEVVER KARABULUT GİBİ OLURSUN' TEHDİDİ

8 yıldır şiddete uğrayan S.A, yaşadıklarından ailesini sorumlu tutuyor. Gözyaşları içinde yaşadıklarını bize şöyle anlatıyor: 

“En büyük suçlu ailem. Hep baskı ve şiddet gördüm ailemden. O kadar istememe rağmen okutmadılar, ilkokul dördüncü sınıftan ‘kız çocuğu bu kadar okur mu?’ diye aldılar. Onlardan kurtulmak için 13 yaşında eşimle kaçtım. Ama yağmurdan kaçarken doluya tutuldum. 8 yıldır eşim tarafından sürekli olarak bir bahane ile şiddete maruz kalıyorum. Bir defasında telefonla boynuma vurdu, sırtıma kadar kanlar aktı. Keserle suratıma vurdu, dudağım yarıldı. Son olarak işte ağzım yüzüm yine kan içinde kaldı. Ben hayatım boyunca hep korkuyla yaşadım. Ondan habersiz çöp atmaya çıkamıyordum, görecek yine dövecek diye. Eşim bana Münevver Karabulut’u örnek gösteriyordu, ‘ben de bir gün seni böyle kesip çöp kutusuna atacağım’ diyordu. Ben bu cinayetlere kurban olmak istemiyorum.”

BEN ARTIK ONUNLA YAŞAMAK İSTEMİYORUM

Eşinin iki aydır kendisini ailesiyle de görüştürmediğini ve dışarı çıkmasına izin vermediğini anlatan genç kadın 18 Ağustos günü yaşadıklarını ise, “Evde esrar yetiştiriyor, benim biri 3 diğeri 6 yaşında iki çocuğum var. Tutuyor ‘ben psikopatım’ diyerek kendini kesiyor. Ben artık onunla yaşamak istemiyorum. Çocuklarım da etkileniyor onun davranışlarından. Esrar için toprak istedi, getirmedim diye beni yumrukladı. Sonra ‘senin sonun geldi’ diyerek beni odaya çekmeye çalıştı. Elinden kaçtım, yolda polis arabası görüp yardım istedim. Akdere polis karakoluna getirdiler. Ancak orada da ilgilenen olmadı polisler beni dışarı oturttu ‘sen bekle biz yemek yiyelim sonra bakarız’ dediler. Bekledim bekledim kimse bir şey demeyince çıktım. Polisler nereye gidiyorsun? diye bile sormadı. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Sonra yolda bir kadından telefonunu kullanıp kullanamayacağımı sordum. Kadın benimle ilgilendi, aldı evine götürdü. Sonra kalabileceğim güvenli bir yere götürdü beni, gece orada kaldım. Bana yardımcı olmak için ellerinden geleni yaptılar” diye özetledi.

FUHUŞA ZORLANDI

Emrah A’nın daha önce kendi teyzesinin kızını taciz ettiği için cezaevinde kaldığını da dile getiren S.A, eşinin kendisini fuhuşa zorladığını da dile getirdi. “Eşim, daha önce İzmir’de kadın ticareti de yapıyordu. Sonra bir arkadaşı ile ters düştü. Eşim bana bile teklif etti. Bir defasında bir arkadaşını getirdi eve, bana iş bulacakmış. Adam gittikten sonra yine benimle ‘Sen adama niye kırıtmıyorsun?’ diyerek kavga etmeye başladı” diye belirtti.

Yıllardır maruz kaldığı şiddetin yanı sıra ilk defa bayramı çocuklarından ayrı geçirmenin acısını duyan S.A, bir daha o hayata dönmek istemediğini ve eşinden tamamen kurtulmak istediğini söylüyor. Hiçbir kadın ne sebeple olursa olsun şiddeti hak etmiyor. Her gün haberlerde görüyoruz, her gün kadına şiddet, kadın cinayeti. Ben kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum” diyor...

KADIN SIĞINMA EVİNE TESLİM EDİLDİ

Sokakta karşılaştığı ve bir gece misafir eden kadının Kadın Vakfı gönüllülerine danışması ile S.A, 19 Ağustos akşamı Akdere Polis Merkezi’ne götürülerek tutanak tutulması ardından sığınma evine teslim edildi. 

S. A şiddete maruz kalan kadınlardan yalnızca biri. Dün yine Ankara’nın Mamak’a bağlı Akdere semtinde bir kadın gördüğü şiddet karşısında iki çocuğunu da yanına alarak evi terketti. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder